- RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
- Special Issue
- 17. yy. Şairi Beyânî’nin Tasavvufi Sâkînâme’si
17. yy. Şairi Beyânî’nin Tasavvufi Sâkînâme’si
Authors : Fatih BAŞPINAR
Pages : 222-230
Doi:10.29000/rumelide.454272
View : 10 | Download : 6
Publication Date : 2018-08-20
Article Type : Conference Paper
Abstract :17. yy. klasik Türk edebiyatı şairlerinden Beyânî, hacimli bir divana sahiptir. İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesinde bulunan müellif hatlı, gayrimürettep nüshaya istinaden doktora tezi olarak hazırladığımız Divan ’ında Türkçe 9 kaside, 850 gazel ile Farsça 110 gazel ve 2 kıta yer almaktaydı. Ancak varlığından daha sonra haberdar olduğumuz ve Medine’de Şeyhülislam Arif Hikmet Kütüphanesine 811/245 numara ve Külliyâtü Beyânî adıyla kayıtlı yazmaya göre ise şiirlerinin sayısı çok daha fazladır. Yine müellif hatlı ve fakat mürettep olan bu nüshada Türkçe 8 kaside, 1030 gazel, 140 insert ignore into journalissuearticles values(137’si beyit, 3’ü kıta); muamma, 1 sâkînâme insert ignore into journalissuearticles values(mesnevi);, 2 pendnâme insert ignore into journalissuearticles values(mesnevi);, 24 matla, 50 tarih insert ignore into journalissuearticles values(1’i Arapça gazel, 49’u kıta); yer almaktadır. Farsça şiirler ise 2 kaside, 164 gazel, 13 kıta, 1 müfredden müteşekkildir. Ayrıca bir de Arapça gazel bulunmaktadır. Beyânî Külliyâtı içinde yer alan Sâkînâme , 300 beyitlik tasavvufi bir mesnevidir. Klasik mesnevi tertibine uygun olarak tevhid, na‘t, mucizât, varlığın yaratılışı, mirâç, sahabe övgüsü, Hz. Peygamber’in şeriatı kısımlarından oluşan 120 beyitlik bir giriş bölümüne sahiptir. Asıl konu bölümüne şair elest bezminin şarabıyla sarhoş olan rindi meyhane yoluna çağırarak başlar. Bundan sonra alt başlıklar hâlinde meyhanenin yolu, meyhanenin kendisi, kandili, kapısı, meclisi, bâdesi, kadehi anlatılır. Ardından hakiki şarabın vasıfları sıralanır. Bundan sonra ise hakiki şarap bezminin sâkîsine sıra gelir. Bu kısmın sonunda sâkîden istimdat ve iltimas mahiyetinde yazılmış sâkîye hitap eden iki kısım gelmektedir. Eserin sonlarına gelirken şair kendi mahlasını zikrederek sâkîye varmasını ve hakiki şaraptan hissedar olmasını kendi kendine tavsiye eder. Sonrasında günah yolunun yolcusuna da bu bâdeden içip dalaletten kurtulmasını öğütler. Sade bir hâtime sayabileceğimiz son bölümü ise Beyânî münacat olarak kaleme almıştır. Burada eserin yazılışıyla ilgili herhangi bir yer yahut tarih bilgisine rastlamıyoruz. Beyânî’nin Sâkînâme ’sinde kavramlar kısaca meyhane=varlık âlemi, bezm=bezm-i elest, bâde=aşk, sâkî=mürşid-i kâmil/Allah eşitliğinde karşımıza çıkmaktadır diyebiliriz. Ayrıca eserin sonundaki münacatta şair, günah kadehi içindeki bâdeden ayılmayı ve elest şarabı ile neşeye ermeyi dileyerek eserde bahsolunan şarabın elest şarabı olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır. Bütün bu özellikleri ile Beyânî’nin Sâkînâme ’si tasavvufi sâkînâmeler arasında zikredilmelidir. Ayrıca şairin meyhane, bezm, şarap, sâkî gibi kavramları hangi anlamlarda kullandığından hareketle Divan ’ında yer alan öteki şiirlerde de aynı manaları öncelikle kastettiğini söyleyebiliriz.Keywords : Beyânî, klasik Türk şiiri, mesnevi, sâkînâme