- RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
- Issue:31
- Arap dilinde ifadelerin sanatlı kullanımı: Fesâhat
Arap dilinde ifadelerin sanatlı kullanımı: Fesâhat
Authors : Halil İbrahim KOCABIYIK
Pages : 1115-1128
Doi:10.29000/rumelide.1222232
View : 12 | Download : 7
Publication Date : 2022-12-21
Article Type : Research Paper
Abstract :Temelde açık seçik olma manasında olup sözün kusurlardan arınmış olması fesâhat olarak ifade edilirken bu şekilde konuşan ya da böyle söz için fasîh tabiri kullanılmıştır. Başlangıçtan itibaren hicri dördüncü asra kadar “etkili ve güzel söz” manasında belâgat terimiyle eş anlamlı olarak kullanılırken bu asırdan itibaren mâna güzelliği belâgat, lafız güzelliği ise fesâhat terimiyle ifade edilmeye başlanmıştır. Cevherî es-Sıhâh adlı eserinde بَلَغَ fiilinin manalarını verdikten sonra “belâgat” lafzını zikretmiş ve fesâhatın belâgatla eş anlamlı olduğunu zikretmiştir. Ebû Hilâl el-Askerî Kitâbu’s-Sınâateyn adlı kitabında belâgat kavramının hedefe ulaşmak manasında olduğunu ifade ettikten ve “Tebliğ”, “Meblağ” ve “Mübalağa” kavramlarına dair açıklamalar yaptıktan sonra fesâhat ve belâgat terimlerinin kökleri farklı olsa da her ikisinin “açıklamak ve manayı ortaya çıkarmak” şeklinde aynı manaya geldiklerini izah etmiştir. Abdülkâhir el-Cürcânî ve takipçileri, belâgat ve fesâhat kavramlarının müteradif / eş anlamlı lafızlar olduğu görüşündedirler. Sekkâkî, İbnü’l-Esîr ve takipçileri, fesâhati belâgatın etkisinden kurtarma girişiminde bulunmuşlardır. Bundan dolayı da her biri için ayrı bir mana zikretmişler ve zikretmiş oldukları manaları da diğerlerinden farklı yapmışlardır. Bu görüşe göre fesâhat belâgatın bir cüzüdür. Bu durumda her belîğ kelamın aynı zamanda fasîh olması gerekir. Çünkü beliğ kelam, küll olduğundan dolayı cüzü olmadan tamam olmuş olmaz. Cüz’ gerçekleşmeden küll gerçekleşemez. Bir dilin fasîh sayılabilmesi için: Tenâfürden yani bir kelimenin ya da cümlenin zor telaffuz edilmesi kusurundan uzak olmalıdır. Şöyle ki “kırktırttım” lafzında olduğu gibi kelimeyi oluşturan harflerin mahreçlerinin aynı ya da yakın olması nedeniyle rahat bir şekilde telaffuz edilmesinde sıkıntı çekilmektedir. Cümleyi oluşturan kelimeler, tek başlarına söylendiklerinde telaffuzları kolay olduğu halde diğer kelimelerle birlikte olduklarında mahreç birliği ya da yakınlığı sebebiyle bir zorluk oluşturabilir. Örneğin و قَبْرُ حَرْبٍ بِمَكانٍ قَفْر ولَيْسَ قُرْبَ قَبْرِ حَرْبٍ قَبْرُ insert ignore into journalissuearticles values(Harb’in kabri ıssız bir mekândadır, onun kabrinin yanında kabir yoktur.); Bu beyti oluşturan “kabr”, “kafr”, “kurb” ve “harb” kelimeleri tek başına söylendiklerinde telaffuzlarında herhangi bir sıkıntı yokken peş peşe söylendiklerinde ifade güçlüğü meydana gelmektedir. Kıyasa muhalefetten diğer bir ifadeyle sözcüğün morfolojik yapısının kural dışı olmasından uzak olmalıdır. Bir cümle kendisini oluşturan lafızların gayenin anlaşılmasını zorlaştıracak şekilde sıralanması anlamına gelen lafzî ta‘kîtten arınmalıdır. Kelime veya cümle kulak tırmalayıcı bir söylenişten, harf veya hecelerinin fazlalığı sebebiyle kelimenin uzamasından, za‘f-ı te’lîften yani ibareyi meydana getiren ögelerin sıralanışının söz dizimi kaidelerine aykırılığından, gereksiz tekrarlardan, zincirleme isim tamlamaları gibi fesâhata engel olan lafza ait ayıplardan uzak olmalıdır. Fesâhat, dilin lafzî kusurlardan uzak olmasının yanı sıra kimsenin kullanmadığı, duymadığı anlamı sadece sözlüklerde bulunan garîb ve nâdir kelimelerin kullanılması olarak bilinen garâbet ve mânevî ta‘kîd gibi manaya has kusurları da taşımaması gerekir. Ana unsuru söz olan fesâhatın dil ve dil bilimi ile güçlü bir irtibatı vardır. Bunun nedeni dil biliminin görevleri arasında dilin kullanım ve ifade gücünü artırmaya yönelik çalışmaların bulunmasıdır. Sözün etkisini ve gücünü artırmanın yolu da belâgat ve fesâhat kurallarına dikkat etmekten geçmektedir.Keywords : Arap dili, belâgat, fesâhat, kelime, söz