Jane Eyre’da Stoacı Felsefenin İzleri
Authors : Esra Çağrı Mutlu
Pages : 603-615
Doi:10.29000/rumelide.1502221
View : 39 | Download : 59
Publication Date : 2024-06-25
Article Type : Research Paper
Abstract :Currer Bell mahlasıyla yazdığı Jane Eyre isimli eserinde, Charlotte Brontë’nin kendi yaşamından, varolma durumundan bir şeyler bulmak mümkündür. Üstelik bunlar birçok kadının varolma kaygılarını da ortaya koyan izlekler olduğundan Jane Eyre, Emily Brontë’nin kaleme aldığı Uğultulu Tepeler romanı yanında Brontë kardeşlerin en çok okunan eserlerinden biridir. Kitap boyunca birçok kapatılmaya maruz kalan ve bunlardan kaçma yollarına başvuran Jane Eyre’ı yaptığı seçimler üzerinden takip etme şansına sahip oluruz. Söz konusu seçimler, daha çok akla ya da tutkuya dayalı seçimler arasında gider gelir. Bu seçimler boyunca da Jane’e eşlik eden birçok karakter bulunur. Bu karakterler arasından eseri Stoacı bir okumaya uygun kılan Helen Burns ve St. John bize, Jane’in sahip olduğu doğasının tutkulu ve mantıklı yönlerini uzlaştırma çabasını ve bu çabanın Stoacı felsefedeki hükmümüz altında olanlarla olmayanlar arasında yapılan ayrıma benzediğini gösterir. Pratiğe ve özgür iradeye odaklanan Stoacı felsefe iyi ve kötü arasındaki seçimin kişinin kendisini bağladığını, şeylerin kendilerinde ne mutlak iyi ne de mutlak olarak kötü olarak adlandırılamayacağını ifade eder. Ayrıca farksızlar (adiaphora) kavramı üzerinden de yaşamda önümüze çıkan zorluklara karşı gösterdiğimiz dayanıklılığa veya kayıtsızlığa vurgu yapılır. Dayanıklılık söz konusu olduğunda karşımızda duran karakter Helen Burns’dür. Kayıtsızlık söz konusu olduğunduysa karşımızda St. John durur. Bu bağlamda makale söz konusu karakterlerin Stoacı felsefe üzerinden bir analizini yapmayı ve bu kişilerin Jane’i bir Stoacı olarak okuyup okuyamamamıza ne dereceye kadar katkı sağladıklarını ele almayı amaçlamaktadır.Keywords : Yazgı, Özgürlük, Seçim, Kayıtsızlık