Arap Dili Gramerinde Tahzîr Üslubunun Lafız ve İ‘râb Problemi
Authors : Cumali BAYLU
Pages : 346-372
Doi:10.18498/amailad.1251478
View : 66 | Download : 197
Publication Date : 2023-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Bu makale, muhatabı tehlikeli bir şeye veya bir duruma karşı uyarmak için belli lafızlarının kullanılmasıyla ortaya çıkan tahzîr üslubunun yapısı ve i‘râbına dair tartışmalar hakkındadır. Tahzîr konusu ilk dönemden günümüze kadar pek çok nahiv eserinde yer almış olmasına rağmen gerek lafızlarının semâî olması gerekse âmilinin hazfedilmesi sebebiyle hangi lafızların tahzîr olarak kullanılabileceği ve bu lafızların cümledeki konumları hususunda fikir birliği oluşmamıştır. Bu üslubun gerek klasik dini metinlerde gerekse modern metinlerde çokça kullanılması sebebiyle, konu hakkında bağımsız bir çalışma yapmanın yararlı olacağı mülahaza edilmiştir. Bu amaçla bu çalışmada, nahiv eserlerinde aktarılan tahzîr lafızları tespit edilerek bu lafızların kullanımına ve i‘râbına dair tartışmalar ele alınmıştır. Özellikle tahzîr üslubundaki lafızların i‘râbına ve caiz görülmeyen lafızlara dair nahiv âlimlerinin görüşleri ve delilleri incelenmiştir. Bu şekilde nahiv eserlerinde dağınık halde bulunan bütün tahzîr lafızları tespit edilmiş, tespit edilen lafızların kullanımına dair hükümler belirlenmiş ve son olarak bu lafızların i‘râb durumları ortaya koyulmuştur. Sözlükte “Korkutmak”, “uyarmak” ve “sakındırmak” gibi anlamlara gelen tahzîr/تحذير kelimesi bir nahiv kavramı olarak, “Sakındırma ve uyarma ifade eden mahzûf bir fiille ismin nasb edilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Bütün unsurlarının bir arada bulunmadığı bazı tahzîr lafızları olmakla birlikte tahzîr üslubunda, muhazzir, muhazzer, muhazzerun minh, tahzîr fiili ve tahzîr harfi olmak üzere beş unsur yer almaktadır. Örneğin “إِيَّاكَ وَمَجْرى الْهَوَى/Kendini hava akımından koru” cümlesinde muhazzir konuşan kişi, muhazzer إِيَّاكَ lafzı ve dolayısıyla muhatap, muhazzerun minh مَجْرى الْهَوَى lafzı, tahzîr fiili mahzûf أحَذّرُ lafzı ve tahzîr harfi و harfidir. Tahzîr üslubunda nahiv alimleri arasında tartışmalı olan iki husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi tahzîr üslubunun yapısal formları diğeri ise tahzîr üslubundaki lafızların i‘râbıdır. Nahiv alimleri Arapların kullandığı tahzîr lafızlarını derlemiş ve nahiv eserlerinde bu lafızların i‘râb boyutunu izah etmeye gayret etmiştir. Tahzîr üslubunun yapısal formları hakkındaki tartışmalar i‘râb konusundan bağımsız olarak ele alınmamıştır. Zira bu lafızların kullanımının caiz olup olmaması, söz konusu tahzîr üslubunda bulunan kelimeler arasındaki i‘râb bağlantısıyla doğrudan ilintilidir. Buna göre nahiv alimleri, kelimeleri arasında i‘râb bağlantısı kurdukları tahzîr lafızlarının kullanımını caiz görürken, bu bağlantının var olmadığı bazı tahzîr lafızlarının kullanımını caiz görmemiştir. Örneğin “إياك والأسدَ / Aslan’dan uzak dur!”, “إياك من التواني/Tembellikten uzak dur!”, “إياك أن تقرب النار/Ateşe yaklaşmaktan kaçın!”, “رأسك من السيف/Başını kılıçtan uzak tut!”, “الأسدَ الأسدَ/ Aslan! Aslan!” gibi tahzîr lafızları nahiv alimlerinin ittifakıyla caiz görülmüştür. Ancak “إياك الأسد/Aslandan uzak dur!”, “إياه والشر/Kötülükten sakınsın” ve “نفسك الشرَّ/Kötülükten uzak dur!” gibi bazı lafızlar, i‘râb bağlantılarının oluşmaması, bazı nahiv kurallarına aykırı olması veya tahzîrin mantığına uygun olmaması sebebiyle caiz görülmemiştir. Nahiv alimlerinin tahzîr üslubunda tartıştığı bir diğer konu lafızlarının i‘râb durumları olmuştur. Tahzîr üslubunda sakındırılan kişiyi ifade eden muhazzerin cümle içerisindeki konumunun mef‘ûlün bih olduğuna dair neredeyse icma oluşmuşken, muhazzer minhin cümle içerisindeki konumu hakkında farklı görüşler oluşmuştur. Muhazzerin mef‘ûlün bih olmasının sebebi takdir edilen tahzîr fiilidir. Zira takdir edilen fiiller müteaddi fiiller olduğu için sonrasında gelen mansûb ismin mef‘ûlün bih olması gerekmektedir. Muhazzer minh olarak gelen lafzın i‘râb durumu ise bulunduğu bağlama göre ele alınmıştır. Burada özellikle tahzîr harfinin durumu önem arz etmektedir. Zira tahzîr harfi olarak kullanılan و harfinin mahiyeti aynı zamanda muhazzer minhin i‘râb durumunu da doğrudan etkilemektedir. Sîbeveyhî gibi bazı nahiv alimleri bu harfi مع manasındaki و olarak kabul ettikleri için muhazzerun minhin mef‘ûlün meah olduğu görüşündedir. Ancak bu harfin atıf harfi olduğunu savunanlara göre muhazzerun minhin i‘râbı ile muhazzerin i‘râbı aynıdır.Keywords : Arap Dili, Nahiv, Âmil, Tahzir, Arabic Grammar