- Amasya İlahiyat Dergisi
- Issue:21
- Belâgatin, İnsanın Ruhsal Durumlarını Yansıtmasına Kur’an’dan Bir Örnek: (ألم) E-Lem Soru Kalıbının ...
Belâgatin, İnsanın Ruhsal Durumlarını Yansıtmasına Kur’an’dan Bir Örnek: (ألم) E-Lem Soru Kalıbının Kur’an’da İspatlama, Hatırlatma ve Eleştirme Maksatlı Kullanımı
Authors : Zeynep Ceran
Pages : 597-636
Doi:10.18498/amailad.1330707
View : 70 | Download : 83
Publication Date : 2023-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Kur’an, hakikatle buluşturmayı hedeflediği insanın algılama, düşünme, hissetme gibi unsurlardan oluşan ve vahyi benimseme konusundaki hazırbulunuşluğunu büyük oranda belirleyen ruhsal yapısına hitap etmektedir. Kur’an’ın bu yapıyı esas alan anlatım üslubu, sözün muhataba en doğru ve en etkili biçimde ulaştırılmasını amaç edinen belâgat ilminin kendine has kuralları ile insanın içsel özelliklerini adeta bütünleştirmektedir. Bu bütünlükten hareketle hem ilâhî muhataplığın büyük sorumluluğu altındaki insanın duygu durumunun hem de sınırsız ilmiyle bu duygu durumunun farkında olan Yüce Yaratıcının izlediği iletişim yönteminin netlik kazanabilmesi belâgat ile ruhsal yapının birlikte analiz edilmesini gerektirmektedir. Dolayısıyla akademik çalışmalarda ilahî vahyin belâgatinin doğrudan akla hitap eden dilbilgisel özelliklerinin yanı sıra insanın ruhsal durumları ile etkileşiminin ortaya konması, Kur’an vahyinin doğru anlaşılıp insanlığa aktarılmasında büyük öneme sahiptir. Bu ise belâgatin daha geniş bir platformda değerlendirilmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Kur’an belâgatinin şeklî özellikleri ile bu özelliklerin insanın farklı ortam ve şartlarda sahip olduğu ruhsal yapıları nasıl yansıttığının bilinmesi gerek akademik bağlamda gerekse günlük yaşamda Kur’an’la muhatap olan tüm insanlar için önemlidir. Makalemizde, Kur’an’ın doğru anlaşılmasında çok önemli olduğu halde tefsir çalışmalarında yeterince değinilmediği kanaatine vardığımız belâgat-ruhsal yapı ilişkisini hemzenin istifham işlevi gördüğü (ألم) soru kalıbı örnekliğinde sunmak istedik. Bilindiği üzere Arapçadaki bazı istifham edatlarının soru anlamı içermeyecek, yani bir cevap istemekten ziyade ruhsal bir durumu yansıtma ya da bir yönlendirme gerçekleştirecek şekilde kullanılması Kur’an’ın üslupları arasındadır ve kendi lügavî anlamı dışında bir işlevi yerine getiren istifham edatları arasında (ألم) soru kalıbı da yer almaktadır. Biz de bu çalışmamızda, bahsettiğimiz türden ilişkiyi örneklendirmek üzere (ألم) kalıbının gerçek anlamı dışında kullanılmasının muhatabın mesajı algılama esnasındaki ruh hallerini nasıl etkileyebileceği sorusuna odaklandık. (ألم) kalıbının Kur’an’daki anlam alanı, farklı açılardan incelenebilecek kadar geniş olmakla birlikte çalışmamızı onun ispatlama, hatırlatma ve eleştirme maksadıyla kullanımı ile sınırlandırdık. Bu seçimde hakikate ikna olmanın, unuttuğunu hatırlamanın ve haklı eleştiriler vesilesiyle yanlıştan dönmenin insanı vahye yakınlaştıran temel erdemler olduğu ön kabulünden hareket ettik. Yöntem olarak tercihimiz ise (ألم) kalıbının belâgatteki kullanımına esas teşkil eden dilbilgisel özelliklerin lügavî kaynaklardan ve ulûmu’l-Kur’an eserlerinden hareketle aktarılmasının ardından bu özelliklerin insan ruhu üzerindeki yönlendirici etkisinin örneklem ayetlerin tefsiri çerçevesinde açıklanmasıdır. Örnek seçiminde ise ayetin insanın belirgin olan ve sıkça yaşanan ruhsal hallerini öne çıkarıcı bir içeriğe sahip olmasını esas aldık ve konuyla ilgili benzer ayetlere dipnotlarda atıfta bulunduk. Ayetlere getirilen açıklamalar noktasında üç temel tefsir başta olmak üzere çeşitli kaynaklardan yardım aldık. Ayetlerin siyak ve sibakını göz önüne alarak üslubun Mekkî ve Medenî anlamda kronolojisine ve ayrıca itikad, amel, ahlâk gibi konu sınıflandırmasına yer verdik. (ألم) soru kalıbının kullanıldığı ayetlerin çoğunlukla Mekkî olduğu bulgusu bizi insanın ruhsal yapısını doğrudan etkileyen bir üslubun tercih edilmesinin Mekkî surelerin ana konularıyla ne kadar uyumlu olduğu sonucuna götürdü. Zira Mekkî sureler öncelikle insanın duygu dünyasını, ardından onun görünür davranışlarını dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bahsi geçen soru kalıbının farklı duygu durumlarına da yer vermekle birlikte davranışsal yapılanmayı merkezine alan Medenî surelerde de kullanılması, insanın ruhsal ve fiziksel tüm yönlerini kuşatan bir dönüşümün hedeflendiğini göstermektedir. Nitekim ayetlerin bağlamını dikkate aldığımızda, (ألم) soru kalıbının gerek ispat gerekse hatırlatma ve eleştirme maksatlı kullanımının insanda inançla ve hayat tasavvuruyla ilgili yanılgıları düzelttikten sonra davranıştaki hataları veya sapmaları gündeme getirdiğini ve bunları yeni davranış kalıplarıyla değiştirdiğini fark ettik. (ألم) soru kalıbının geçtiği ayetlerde bir ruhsal sarsma, dikkatleri odaklama ve gerçeği kişinin kendisine itiraf ettirme söz konusudur. İlahî hakikate karşı çıkma sonucunu doğuracak görmezden gelme, unutmaya çalışma, geçmişi inkâr gibi duygu durumları, insanı kendi gerçeğiyle baş başa bırakmak suretiyle aşılmak istenmiştir. Böylece insanın kendi yaşamını daha anlamlı ve değerli kılmak için ihtiyaç duyduğu tefekkür hali, yönlendirici bir soru kalıbıyla desteklenmiş olmaktadır.Keywords : Tefsir, Kur\'an, اَلَمْ Soru Kalıbı, İspatlama, Hatırlatma, Eleştirme