- Amasya İlahiyat Dergisi
- Issue:22
- İbadet ve Yol: Klasik Dönem İslâm Coğrafyacılarının Tasvirinde Dört Hac Güzergâhı
İbadet ve Yol: Klasik Dönem İslâm Coğrafyacılarının Tasvirinde Dört Hac Güzergâhı
Authors : Haci Ataş
Pages : 226-261
Doi:10.18498/amailad.1434025
View : 85 | Download : 84
Publication Date : 2024-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Kâbe’nin Hz. İbrahim tarafından yeniden inşası ile birlikte başlayan hac, İslâm’ın temel ibadetlerinden biridir. Câhiliye döneminde pagan kültürüne ait unsurlar hakim olsa da bu ibadet İslâm\'la birlikte asıl hüviyetine kavuşmuştur. İslâm döneminde pagan etkisinin kalıntıları ortadan kaldırıldığı gibi hac yolları da çeşitlenmiştir. İslâm coğrafyası henüz Hicâz sınırları içerisindeyken Müslümanlar Mekke\'ye ulaşmak için mevcut ticaret yollarını kullanıyordu. Bu dönemde hac ve umreye mahsus yeni yollara ihtiyaç duyulmamış, geçmişte kullanılan ticaret yolları yeterli görülmüştür. Ancak İslâm coğrafyası Abbâsîler döneminde neredeyse üç kıtayı kapsayan geniş bir alana yayılmıştır. Müslümanların sayısındaki artış bu güzergâhların yoğunluğunu da arttırmış ve bu yeni durum hac/ticaret yolları üzerinde yeni imar ve iskân faaliyetlerini zorunlu kılmıştır. Devlet merkezinin Bağdat’a intikali, Endülüs ve Mağrib gibi uzak beldelerden Müslümanların hacca gitme çabası da yeni rotaların oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. Abbâsîler döneminin ilk asrında Müslümanlar dört ana güzergâhı takip ederek Mekke’ye ulaşmıştır: Bunlar; Bağdat-Mekke, Şam-Mekke, Mısır-Mekke ve Yemen-Mekke hac güzergâhlarıdır. Halife Mansûr zamanında (754-775) devlet merkezi yeni inşa edilen Bağdat’a taşınmıştır. Buna paralel olarak resmî hac kafilesinin hareket merkezi de Şam’dan Bağdat’a kaymıştır. Bu nakil, Bağdat-Mekke hac güzergâhı ismiyle yeni bir hac rotasını ortaya çıkarmıştır. Halife tarafından tayin edilen hac emîri bu şehirde toplanan kafileye önderlik yapardı. Ayrıca Kâbe’nin giydirilmesi için hazırlanan örtü ve Haremeyn halkına dağıtılacak hediyeler de Bağdat-Mekke kafilesiyle Mekke’ye ulaştırılırdı. Bağdat’ın hac kafilelerinin toplanma merkezi olmasıyla birlikte Mekke-Kûfe yolu kuzeye doğru uzatılarak hilâfet merkezine bağlanmıştır. Mekke-Kûfe yolundaki imar faaliyeti Mekke-Bağdat arasındaki yolun bir miktar kısalmasını sağlamıştır. Bağdat’tan yola çıkan hac kafileleri Kûfe, Kâdisiye, Feyd ve Medine gibi büyük şehirlerde mola verdikten sonra Mekke’ye ulaşırdı. Hacıların kutsal mekânlara ulaşmak için toplandıkları diğer bir merkez Şam’dır. Şam-Mekke güzergâhı Müslümanların hac yapmak için kullandıkları diğer bir güzergâhtır. Şam beldelerinden yola çıkan hacılar Tebûk ve Medine gibi ana mola yerlerine uğrayarak Mekke’ye ulaşırdı. Endülüs, Mağrib ve Kuzey Afrika’dan hacca gitmek isteyen Müslümanlar ise Mısır’daki el-Asker şehrinde toplanırdı. Mısır’da toplanan hacılar eski Şam topraklarına girerek kara yolu ile Mekke’ye gidebildikleri gibi bu hacılar, Kızıldeniz üzerinden deniz yolu ile de Mekke’ye gidebilirdi. Güvenlik açısından göz önüne alındığında Bağdat-Mekke güzergâhı en tehlikeli hac yoludur. Çünkü bu yolda hac kafilelerinin, isyancı grupların ve Bedevîlerin saldırıları ile karşı karşıya kalması mümkündü. Ancak Mısır-Mekke güzergâhı diğer üç güzergâhtan daha uzundur. Endülüs topraklarından yola çıkan bir hacının yaklaşık 7.000 km, Mağrib topraklarından yola çıkan bir hacının yaklaşık 5.500 km ve Kâhire’den yola çıkan kafilenin ise yaklaşık 1600 km bir yolu kat etmek zorundaydı. O dönemdeki ulaşım imkânları da göz önüne alındığında, Mağrib ve Endülüs beldelerinden hacca gitmek isteyen bir Müslümanın neredeyse tüm yılı hac ziyareti ile geçmekteydi. Mısır-Mekke güzergâhının ikinci bir talihsizliği ise bu güzergâhın devlet merkezine uzak olmasıdır. Bu nedenle Mısır-Mekke güzergâhına yeterince hizmet götürülememiştir. Hacıların dördüncü rotası Yemen-Mekke güzergâhıdır. Sanՙa şehrinde toplanan Müslümanlar Kızıldeniz’e paralel uzanan sahil yolunu takip ederek Mekke’ye ulaşırdı. Bu güzergâh diğerlerine nazaran daha kısa ve daha güvenlidir. Dört farklı güzergâhı takip ederek hacca giden Müslümanların genellikle eski ticaret yollarını kullanarak kutsal mekânları ziyaret ettikleri tespit edilmiştir. Çalışmada, Abbâsîlerin ilk asrında dünyanın dört bir tarafından hacca gitmek isteyen Müslümanların takip etikleri farklı güzergâhlar, bu güzergâhlar üzerindeki mola yerleri; hac yolculuklarının risk düzeyi gibi konular ele alınmıştır. Abbâsîlerin ilk asrında hac ziyareti eski ticaret yollarının rotasında herhangi bir değişikliğe sebep olmuş mudur? Hac ziyaretleri, ticaret yolları üzerinde ne tür imar ve iskân faaliyetlerinin yürütülmesini sağlamıştır? gibi soruların cevabı da bu çalışmada aranmıştır. Çalışmanın sonunda, hac ziyaretinin ticaret yolları üzerinde kısmî düzeyde bir rota değişikliğine sebep olduğu; ancak bu ziyaretin ticaret yollarında, önemli ölçüde bir imar ve iskân faaliyetlerine yol açtığı tespit edilmiştir.Keywords : İslam Tarihi, Abbâsîler, Hac Yolculuğu, Hac Güzergâhı