- Amasya İlahiyat Dergisi
- Issue:22
- Âlûsî’nin Neşvetü’ş-Şemûl fî's-Seferi ilâ İslâmbul ve Neşvetü’l-Mudâm fi’l-‘Avdi ilâ Medîneti’s-Selâ...
Âlûsî’nin Neşvetü’ş-Şemûl fî's-Seferi ilâ İslâmbul ve Neşvetü’l-Mudâm fi’l-‘Avdi ilâ Medîneti’s-Selâm Seyahatnâmelerinde Amasya
Authors : Hatice Arslan Sözüdoğru
Pages : 545-573
Doi:10.18498/amailad.1441700
View : 63 | Download : 61
Publication Date : 2024-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Seyahatnâmeler tarih boyunca, gezilen yerlerin kaydedildiği eserler olarak günümüze intikal etmiştir. Okuyucusuna farklı coğrafyaları, iklimleri, yapıları ve insanları yaklaştıran bu eserler Arap edebiyatında rihle olarak bilinmektedir. Bu edebiyat içerisinde özellikle Anadolu’ya gelen İbn Battûta’nın (öl. 1377) seyahatnâmesi öne çıkmaktadır. Türk edebiyatında da Evliya Çelebi (öl. 1685?) en maruf seyyahlardandır. Rihle edebiyatı içerisinde öne çıkan isimlerden biri de müfessir, fakih, edip ve şair Ebü’s-Senâ Şihâbüddîn Mahmûd el-Âlûsî’dir (öl. 1854). Âlûsî bu iki seyyahtan çok sonra 19. yüzyılda Anadolu’yu kapsayan ve İstanbul’a gidiş ve dönüş yolundaki gözlemlerinden oluşan Neşvetü’ş-şemûl fi’s-seferi ilâ İslâmbûl ile Neşvetü’l-müdâm fi’l-‘avdi ilâ Medîneti’s-selâm adlı iki seyahatname kaleme almıştır. Aslında Âlûsî İstanbul’a gidip, uğradığı iftiradan temize çıkmak ve tefsirini sunmak arzusuyla seyahat etmiştir. Âlûsî İstanbul’a varmak için geçtiği yol üzerinde uğradığı şehirlerden bahsedip, her şehrin doğal güzelliği, iklimi ve âlimleriyle ilgili edebi bir üslupla bilgi vermiştir. Her uğradığı şehirden ayrı kesitler sunan Âlûsî, yol boyunca yaşadığı meşakkati, tattığı ve gördüğü güzellikleri tek tek yazarak okuyucusuna o günün manzarasını müşahhas bir şekilde resmetmiştir. Bunu, teşbih, istiâre, kinaye sanatlarını kullanarak edebi bir dille yazdığı seyahatnâmesinde Kur’an’dan, Arap atasözlerinden iktibasta ve Arap edebiyatı şairlerinin beyitlerinden istişhâdda bulunarak yapmıştır. Tanıştığı kişiler hakkında ayrıntılı bilgi veren Âlûsî, onların ahlaki durumunu da seyahatnâmesinde konu edinmekten geri durmamıştır. Ancak birlikte yolculuk ettiği kimselerden çok az bahsetmiş, daha çok yeni tanıştığı kişileri ve gördüklerini ön plana çıkarmıştır. Gittiği şehirlerde karşılaştığı bazı âlimlerle devlet adamlarının biyografilerine dair daha çok nesepleri ile ilmi birikimlerini serdetmeye çalışmıştır. Aynı zamanda onlarla ilgili duyduklarını da nakletmiştir. Zaman mefhumuna yer verip şehirlere hangi gün ve saatte ulaştığını ve ayrıldığını ifade etmiştir. Hasat zamanı gibi mevsimle ilgili bazı ipuçları içeren ögelere yer vermesi de bu minvaldedir. Yer yer kıyaslama yaptığı, daha önce uğradığı bir şehirde gördükleri yapıları, insanları yeni gördükleriyle kıyaslamasından anlaşılmaktadır. Anlatımında öne çıkan hususlardan biri de kendi ilminden, değerinden ve tefsiri Rûhu’l-me‘ânî’nin değerinden bahsetmesidir. Aynı zamanda kimseyi kolay kolay beğenmemesidir. Âlûsî anlatımında şehirlerle ilgili sayısal bilgilere de yer vermektedir. Şehirde yer alan ev, medrese, cami, hamam gibi yapılar hakkında sayı belirtmesi, o günkü nüfusu hususunda bir fikir sunması açısından önemlidir. Yapıların muhkem olup olmadığı, manzaraları gibi ayrıntı da anlatımında yer almıştır. Şehirde yetişen meyve – sebzeyi de ayrıca konu edinip, bağ bahçenin, akarsuyun oluşunu da dikkatlere sunmuştur. Âlûsî İstanbul’a gidiş yolunda uzun bir yolculuktan sonra vardığı Amasya’da ilk önce şehrin dışında Tokat yolu üzerindeki tarihi handa konaklamıştır. Ezine Pazar’ı çok beğenmemiş, evlerinin küçük olmasından yakınmıştır. Amasya şehir merkezine vardığında önce şehri ikiye ayıran nehri, sonra dağını ve şehirdeki yapılarının sayısını vermiştir. Sonra şehrin ileri gelenleri ile görüşüp, davet edilmiş ve son olarak da şehirden ayrılırken yoldaki bir handa konaklamıştır. İstanbul dönüşünde ise soğuk bir havada Amasya yoluna ulaşmış, yeni bir han arayışı esnasında tanıştıkları Ahmed Ağa ve onun davetinden bahsetmiştir. Ancak sonrasında handa kalmalarına gerek kalmamış, zira es-Seyyid Ahmed Efendî tarafından davet edilmiştir. Onun evinde tanıştıkları kimselerden bahsetmiş, ertesi gün yola çıkmadan vedalaşmak için görüştükleri Ahmed Ağa’nın daha önce verdiği yemek davetinden pişman olduğunu görmüştür. Ahmed Efendî’ye Amasya’yı sormuş, Amasya ve âlimleri hakkında bilgi almıştır. Sonra Amasya dağı ile şehrin coğrafi konumu hakkında bilgi verip, son olarak da Amasya’nın çıkışında Ezine Pazar Hanı’na uğradıklarını yazmıştır. Bu çalışmayla 19. yüzyılın önemli âlimlerinden müfessir Âlûsî’nin hayatı, seyahatnâmeleriyle ilgili çalışmalar ve bazı şehirlere göre daha uzun yer verdiği Amasya şehri ile ilgili anlatımı başlıklar halinde ele alınmış olup, müşahede edip eserinde yer verdiği Amasya ulemâsı, devlet erkânı ve yapıları ile ilgili anlatımının günümüze intikali ve dilimize aktarımı amaçlanmıştır.Keywords : Arap Dili, Ebus Senâ Şihâbuddîn Mahmûd el Âlûsî, Seyahatname, Neşvetuş şemûl fî seferi ilâ İslâmbul, Neşvetul mudâm fil avdi ilâ medînetis selâm, Amasya