- Amasya İlahiyat Dergisi
- Issue:24
- Modern Dünyanın Anlam Arayışına Tasavvufî Katkı: İbrahim Hakkı’nın İnsanın Mânâ Boyutuna Dair Düşünc...
Modern Dünyanın Anlam Arayışına Tasavvufî Katkı: İbrahim Hakkı’nın İnsanın Mânâ Boyutuna Dair Düşünceleri
Authors : Nuran Çetin
Pages : 11-46
Doi:10.18498/amailad.1511316
View : 210 | Download : 199
Publication Date : 2024-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Geçmişten bugüne insanoğlu, dinî ve dünyevî planda hayatı anlamlandırma, sorgulama, tatminkâr cevaplar bulma arayışı içerisindedir. Aslında kulluk da böyle bir arayışla başlar. İnsan, sorgulama ihtiyacı hissettiği hususlarda tatmin edici cevaplara ulaşamadığında birtakım rûhsal problemlerle karşılaşabilmektedir. İhtiyaçlar, şartlar, zaman ve zemin her ne kadar sürekli olarak değişse de insan, gönül dünyasının merkezinde yer alan arayışını hep devam ettirir. Bu bağlamda hayatın anlamına dâir fikrî zeminin idrâk edilmesi, sağlıklı kişilik geliştirilmesi bakımından büyük önem arz eder. Anlam arayışı konusunda psikolojide kendini gerçekleştirmiş ideal insan anlayışı, tasavvufta ise mânevî mertebede en üst makâmdaki insân-ı kâmil tasavvuru, bu iki sahânın yöntem farklılıklarıyla ele aldığı temel konular arasındadır. İnsanın anlam arayışına tasavvufî cihetten bakıldığında bu durum, daha çok bireyin kendisini tanıması, iç âleminin farkında olması, bünyesindeki kalp, rûh, nefs ve aklın işlevlerini bilmesi ile gerçekleşir. Ehemmiyetine binâen bu kavramlar hem dinî metinlerde hem tasavvufî terminolojide yoğunluklu muhtevâda işlenir. Erzurumlu İbrahim Hakkı (öl. 1194/1780) âyet ve hadisler ekseninde ilgili terimlere eserlerinde detaylı olarak yer veren mutasavvıf, mütefekkir âlimlerden biridir. İbrahim Hakkı\\\'nın kalp, rûh, nefs ve akıl kavramlarına getirdiği yorumlarla insanın mânevî boyutunu anlama, insana ve hayata bakışını belirleme amacı taşıyan bu makale, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde genel olarak insanın anlam arayışı konusuna, ikinci bölümde ise onun mânâ boyutunu anlamaya yönelik olarak İbrahim Hakkı’nın kalp, rûh, nefs ve akla dair izâhlarına yer verilmiştir. Bu makalede modern dönemde insanın anlam arayışına dâir vurgulanan husûsların, hakîkati anlamlandırmada öne çıkan akıl, kalp, rûh, nefs terimleri çerçevesinde incelenmesi gayesi güdülmüştür. Makalenin sonunda ilgili konuya dair genel bir değerlendirme yapılmıştır. Belli bir amaç, anlam, ideal ve değerler bütünlüğü etrafında kişilik geliştiren bireylerin daha huzurlu olduğu bilinen bir gerçektir. Zihin dünyalarında anlamlandırmada sıkıntı yaşayanların ise heyecanları kalmadığından kaygı, bunalım ve depresyona girdiği, hatta intiharı bile tercih ettiği malûmdur. Çaba, zahmet, fedakârlık, feragat gerektiren, bazen kaygı ve sıkıntılar içeren hayatın anlamı, geçmişten bugüne sorgulana gelmiştir. İnsanoğlunun teknik imkânlara, rahat ve konfora ulaşmasına rağmen mutlu olamayışının nedenleri araştırıldığında anlamsızlık gibi bir iç sorunla karşılaşılmaktadır. Çalışma ve iş başarısının artmasına bağlı olarak modern insanın, dış dünyada ulaşabildiği imkânlar hayli zenginleşmiş olsa da iç âleminde o nispette bir mutlulukla gelen zenginliği elde edebilmiş değildir. Hayatın anlamına dâir arayışlarında çözüm noktasına ulaşamayan kişilerin, birtakım yetersizlik, eksiklik duyguları hissettikleri gözlemlenmektedir. Böylesi hissiyât aslında insanın iç âlemini tanımayışından kaynaklanır. Bu bağlamda insanın mânâ cihetiyle yakından ilgilenen sûfîlerin görüşlerinden istifade etmek önem arz eder. 18. yüzyılda yaşamış olan İbrahim Hakkı, kalp, rûh, nefs, akıl gibi insanın mânâ boyutunu eserlerinde detaylı olarak işleyen âlim ve ârif sûfîlerden biridir. Bilindiği üzere onun eserlerinin ana temasını Allah, âlem ve insana dâir görüşleri teşkil eder. İnsan ve âlem ancak Kur’ân ve sünnet temelinde, bilimsel veriler ışığında anlaşılabilir gerçeği ile hareket eden İbrahim Hakkı, teliflerinde muhtelif alanlarla yakından ilgilenmiştir. Bu makalede İbrahim Hakkı’nın günümüzde anlam arayışına temel teşkil etmesi yönüyle akıl, rûh, nefs, kalp kavramlarına dâir yaptığı izâhlar ele alınmıştır. Diğer taraftan Batılı bilim adamları, hayata dâir anlam arayışında insanı daha çok içsel ya da dışsal ihtiyaçları çerçevesinde değerlendirerek konuyu izâh etmişlerdir. Yani insanın mânevî yönünü bütüncül bir bakış açısıyla ele alamamışlardır. Dolayısıyla ilgili konuda dile getirilen husûsların sağlam zemine oturtulabilmesi için kalp, rûh, nefs, akıl gibi insanın mânâ boyutunun bütünü içeren unsurlarının daha iyi anlaşılmasına ihtiyaç vardır. Anlam arayışı sürecinde kalp, rûh, nefs, akıl hem insanı insan yapan hem de sorumluluk yükleyen vasıflar olması hasebiyle son derece önemlidir. Kişi bu yönüyle kendisini ve içinde bulunduğu âlemi anlamlandırır, ayrıca her şeyi var eden Varlık ile irtibat kurar. İnsanın anlam arayışına dair değerlendirmede bulunmak için öncelikle onun mânâ tarafının iyi anlaşılması gerekir. Malûm olduğu üzere insanın mânâ yönünde kalp, rûh, nefs, akıl gibi unsurlar yer alır. Dolayısıyla bu kavramları bilmek, insanın anlam arayışını temellendirmede önem arz eder.Keywords : Tasavvuf, Anlam, İbrahim Hakkı, Kalp, Rûh, Akıl.