- Amasya İlahiyat Dergisi
- Issue:24
- Kerrâmîler’in Dinî Anlayışları ve Horasan Bölgesindeki Faaliyetleri
Kerrâmîler’in Dinî Anlayışları ve Horasan Bölgesindeki Faaliyetleri
Authors : Mustafa Keskin
Pages : 152-189
Doi:10.18498/amailad.1521886
View : 154 | Download : 124
Publication Date : 2024-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Horasan ve Mâverâünnehir bölgesi, İslâm düşünce tarihinde özellikle itikadî alanda çeşitli mezheplerin faaliyet gösterdiği önemli bir merkez olarak öne çıkmıştır. IV/X. ve V/XI. asırlarda bu bölge hem köklü mezheplerin etkinlik alanı olmuş hem de yeni düşünce akımlarının gelişimine ev sahipliği yapmıştır. Mu\\\'tezile, Hâriciyye, Şîa, Mürcie ve Cebriyye gibi erken dönem mezhepler burada etkili olurken Ehl-i Sünnet\\\'in iki temel kanadını oluşturacak Eş\\\'arîyye ve Mâtürîdiyye mezhepleri de bu dönemde şekillenmeye başlamıştır. Bu zengin düşünce ortamında III/IX. asırda ortaya çıkan Kerrâmiyye mezhebi, kurucusu Muhammed b. Kerrâm\\\'ın (öl. 255/869) öncülüğünde özgün bir düşünce sistemi geliştirmiştir. Sicistan\\\'a bağlı Zerence\\\'de hicrî ikinci asrın sonlarında (190/806) doğduğu belirtilen İbn Kerrâm, ilk eğitimini burada aldıktan sonra Nîşâbur\\\'da Ahmed b. Harb, Atîk b. Muhammed Haşrî ve Ahmed b. el-Ezher en-Nîsâbûrî gibi dönemin önemli âlimlerinden ders almış hem ilmi hem de zâhidâne yaşantısıyla dikkatleri üzerine çekmiştir. Kerrâmiyye mezhebi, başlangıçta Mürcie\\\'nin bir alt kolu olarak görülse de zamanla kendine has itikadî ve fıkhî yaklaşımlarıyla özgün bir ekol haline gelmiştir. Mezhebin en belirgin özelliği, imanı \\\"dil ile ikrar\\\" olarak tanımlaması ve Allah\\\'ın sıfatları konusundaki görüşleridir. Kerrâmîler, bu görüşleri nedeniyle bir yandan Mürcie ile ilişkilendirilirken, diğer yandan Allah\\\'ın sıfatları konusundaki yaklaşımları sebebiyle Mücessime ve Müşebbihe akımlarıyla da bağlantılı görülmüştür. Allah hakkında \\\"cevher\\\" ve \\\"cisim\\\" terimlerini kullanmaları ve O\\\'nun arşa temas ettiği görüşü, Kerrâmîler en çok tartışılan görüşleri arasında yer almıştır. Kerrâmiyye mezhebi, nübüvvet ve imamet konularında da özgün görüşler geliştirmiştir. Peygamberliği doğuştan gelen iki temel sıfata dayandıran mezhep, bu sıfatları taşıyan kişinin peygamber olarak gönderilmesini Allah için zorunlu görmüştür. İmamet konusunda ise toplumsal uzlaşıyı esas almış ve aynı anda birden fazla imamın olabileceğini savunarak, dönemin siyasî realitesine uygun bir yaklaşım sergilemiştir. Mezhep, özellikle IV/X. asırda büyük bir gelişme göstermiş, kurdukları hankâhlar vasıtasıyla hem eğitim faaliyetlerini sürdürmüş hem de İslâm\\\'ın yayılmasına katkıda bulunmuştur. Herat, Semerkant, Cürcân, Cûzcân, Fergana ve diğer birçok şehirde kurulan bu hankâhlar hem tarikatların ortaya çıkışını ve kurumsallaşmasını etkilemiş hem de sonraki dönem medreselerine örnek teşkil etmiştir. Bazı kaynaklara göre İslâm coğrafyasının batısında hankâhların sayısı yedi yüze kadar ulaşmıştır. İbn Kerrâm\\\'dan sonra İshak b. Mahmeşâz ve Muhammed b. Heysem gibi önemli şahsiyetlerin katkısıyla mezhep sistemli bir teoloji geliştirmiştir. Özellikle İshak b. Mahmeşâz döneminde, beş bin kadar gayrimüslimin İslâm\\\'a girmesi ve Nîşâbur\\\'daki Kerrâmî nüfusunun yirmi bine ulaşması, mezhebin etkinliğini göstermektedir. Gazneli Sultanı Sebük Tegin ve oğlu Sultan Mahmud dönemlerinde resmî açıdan destek gören Kerrâmîler, bu dönemde Şâfiî-Eş\\\'arîler ve Şiîlere karşı üstünlük elde etmişlerdir. Ancak Sultan Mahmud\\\'un, Ebû Bekir b. Mahmeşâz\\\'ın tecsîm görüşünü benimsediğini öğrenmesi üzerine (402/1011-12) yılında desteğini çekmesiyle mezhep güç kaybetmeye başlamıştır. Hicrî 488 veya 489 (m. 1095 veya 1096) yılında Nîşâbur ve Beyhak\\\'ta yaşanan olaylar sonucunda Kerrâmî liderin öldürülmesi ve medreselerinin tahrip edilmesiyle mezhep, Nîşâbur\\\'daki etkisini yitirmiştir. Buna rağmen hicrî yedinci asrın başlarına kadar varlığını sürdüren mezhep, Moğol istilasına kadar hankâhlar vasıtasıyla eğitim faaliyetlerini devam ettirmiştir. Kerrâmiyye\\\'nin en önemli mirası, geliştirdikleri eğitim kurumları ve İslâmlaşma sürecine yaptıkları katkılar olmuştur. İman konusundaki esnek yaklaşımları, özellikle yeni Müslüman olan toplulukların İslâm\\\'a geçişini kolaylaştırmış, kurdukları hankâhlar ise hem tasavvufî hem de ilmî eğitimin kurumsallaşmasına öncülük etmiştir. Her ne kadar mezhebin kendi eserleri günümüze ulaşmamış olsa da İslâm düşünce tarihine yaptıkları özgün katkılar, onların önemini ortaya koymaktadır. Bu makalede, Kerrâmiyye mezhebinin Horasan ve bölgesindeki faaliyetleri, dinî düşünceleri ve bölgenin İslâmlaşma sürecine yaptıkları katkıları incelenecektir.Keywords : Mezhepler Tarihi, , Kerrâmiyye, , Muhammed b. kerrâm, , Horasan, , Mâverâünnehir