- Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Issue:19
- Kuran`daki Hitap Şekillerinden “رَأًى” ve “نَظَرَ” Fiillerine Anlamsal Bakış
Kuran`daki Hitap Şekillerinden “رَأًى” ve “نَظَرَ” Fiillerine Anlamsal Bakış
Authors : İmran ÇELİK
Pages : 150-183
Doi:10.18498/amailad.1150585
View : 13 | Download : 5
Publication Date : 2022-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Kur’an, Allah’ın insanoğlu için göndermiş olduğu son mesaj, bir başka ifadeyle son hitaptır. Akıl ise Allah’ın, insanoğluna varlık gerekçesini anlasın ve yolunu aydınlatsın diye kitap ve peygamber ile verdiği nimetlerinden biridir. Bu çalışmada Kur’an’da geçen bazı hitap şekilleri kısaca ele alınmış ve insanları düşünmeye ve akletmeye yönlendiren “رأى” ve “نظر” fiilleri, dini bir tasavvur kazandırmaya yönelik hitap şekilleri bağlamında değerlendirilmiştir. Bu fiillerin kıraat farklılıkları, kullanım seyirleri, vurguları, bağlamları, mahiyetleri ve aralarındaki farklar tespit edilmiştir. Kur’an’daki hitaplar hem kullanılan lafız hem mana hem de muhatap kitlesi olarak farklılık arz ederler. Özel olarak Hz. Peygamber’e yönelik “يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ”, daha genel anlamda insanlığa hitaben “يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ” ve daha sınırlı bir kitleyi dikkate alarak Ehl-i Kitab’a, “يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ” şeklinde hitap sözcükleri kullanılmaktadır. Bununla birlikte, “اَلَمْ تَرَ”, “اَرَاَيْتَ” ve “اَفَلَا يَنْظُرُونَ” gibi lafız açısından direkt hitap sözcüğü olarak görünmese de kullanılma gerekçesi ve başında bulunduğu âyetlerdeki mahiyet açısından insanları akletmeye, düşünmeye ve ibret almaya yönlendiren hitap sözcükleri/terkipleri de vardır. Hitap terkipleri bu çalışmada genel olarak kullanım üslubu, mahiyeti ve bağlamı çerçevesinde ele alınmış olsa da özel ilgi alanımız olması nedeniyle kıraat açısından da değerlendirilmiştir. Kıraat yönü ile bakıldığı zaman, kıraat açısından farklı okuma imkanları olması, anlama da etki etmiş ve Zemahşerî’nin de ifade ettiği üzere “bakmak, görmekten öte sanki doğrudan izliyormuşsun gibi” bir anlam derinliği de kazanmıştır. Bu çalışmada ele alınan “اَلَمْ تَرَ” ve “اَرَاَيْتَ” terkiplerinin anlamı, “gördün mü?” ve “görmez misin”, şeklindedir. Ancak hitap sözcüğü olarak kullanıldıkları âyetlerdeki vurguları daha derinlikli manaya matuf bir durum arz ederler. Şöyle ki, gerek Kur’an’da kullanıldıkları âyetler gerek bu âyetlerin mahiyetine dair müfessirlerin değerlendirmelerine bakıldığı zaman; “ibret, imtihan, sorumluluk, Allah’ın gücü ve kudretini fark etmek, nimetlerin mucizevi yaratılışı üzerine düşünmek, olağan dışı olayların arkasındaki ilahî gücü fark etmek, bütün mahlukatın yaratılış gayesine uygun hareket ettiğine şahitlik etmek, tabiat olayları üzerine nazar-ı ibret ile düşünmek gerektiğine vurgu yapılmaktadır.” Ancak aynı âyetlerde, sorumsuzluklara, inkârcı ve nankörlerin dünya ve ahiretteki hazin sonlarına, münafıkça tutum ile dinlerini tahrif etmiş insanların nasıl bir halet-i ruhiye içesinde olduklarını iyi gözlemlemek gerektiğine ve geçmiş kavimlerin helak edilme gerekçeleri üzerine düşünmeye de bütün insanları davet etme vurgusunun olduğu görülmektedir. “نَظَرَ” kelimesinin baktı, bakış, anlayış, kalp gözü ile gördü, tedebbür etti ve görmek şeklinde anlamları vardır. Fakat Kur’an’daki kullanımına bakıldığında; şaşıp kalmak, fark etmek ve görmek, hakikati bütün netliği ile hissetmek, düşünmeye, eser üzerine düşünerek bunun müessirinin kudretini hissetmeye sevk etmek olduğu görülür. Ayrıca kendilerinden öncekilerin durumuna ibret nazarı ile bakmamak, hidayete yönelmemek, insanoğlunun çaresizliğini, çaresizce bakışını, insana mühlet verildiğini, akletme olmayınca kötü sonun geleceğini işaret ederek ikaz gibi vurguların olduğu görülür. Bu terkip, itibarsız bir pozisyona düşmenin nasıl acı bir durum olduğunu, küfürde inat edip hakikati görmemek, şuursuzca ya da salt beklemek ve duyarsızlaşmak gibi farklı anlamlarda da kullanılmaktadır. Kur’an’da, aklını kullanmayıp elindeki fırsatları kaçırmak, arz ve semanın yaratılışına bakıp akletmemek, düşünmenin ve farkındalığın bir sonucu olarak saadetini yaşamanın önemini anlayamamak şeklinde de geçmektedir. Ele alınan iki fiilin âyetlerdeki kullanımında dikkat çeken bir başka hususta Müşriklerin, Münafıkların, Putperestlerin ve Ehl-i Kitab’ın muhatap alındığı yerlerde, onların tarihi süreçte yaptıkları yanlışlar, Allah tarafından uyarılmaları ve bütün bu uyarılara karşılık inat etmeleri, yüz çevirmeleri, akletmemeleri ve alaya almaları nedeniyle cezalandırılmış olduklarından bahsedilmesidir. Buna karşın hitap terkiplerinde Müslümanlar muhatap alındığı zaman ise öncekilerin uyarılmış oldukları şeylerin neler olduğu, nasıl uyarıldıkları, nelerle cezalandırıldıkları örneklendirilmekte ve bu sonuçlar yüzünden ibret nazarı ile bakıp ders almak gerektiği vurgulanmaktadır. Yani Müslümanlar akletmek, düşünmek ve öncekilerin hatalarını tekrar edip aynı ceza ile hem dünya da hem de ahirette karşılaşmamaları hususunda uyarılmaktadırlar. “رأى” ve “نظر” fiillerinin Kur’an’da hitap terkibi şeklinde geçtiği âyetlere bakıldığı zaman, Kur’an’ın mahiyet açısından hitap şekillerinde dahi insanları akletmeye davet ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca “رأى” fiilinin geçtiği yerlerde, ikaz, uyarı, ibret gibi vurgular öne çıkarken “نظر” fiilinde daha sert, tehditkâr ve cezalandırıcı bir vurgu olduğu gözlemlenmiştir.Keywords : Tefsir, Hitap Şekilleri, Kıraat, Anlam Bilim, Aklî Çıkarım