- Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Issue:23 Special Issue
- Yusufefendizâde’nin Hz. İbrahim’e İsnad Edilen Üç Yalan Meselesini Şerhi
Yusufefendizâde’nin Hz. İbrahim’e İsnad Edilen Üç Yalan Meselesini Şerhi
Authors : Murat Bahar
Pages : 105-130
Doi:10.18498/amailad.1558881
View : 59 | Download : 35
Publication Date : 2024-11-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Kur’ân’da Hz. İbrahim’e (as) doğru yolu bulma kabiliyetinin verildiği belirtilmektedir (Enbiyâ, 21/51). Peygamberlerin “insanlara doğru yolu gösteren önderler” (Enbiyâ, 21/73) olduğu âyet-i kerimede açıkça ifade edilmektedir. Birçok âyet, Hz. İbrahim’in imân ve teslimiyetini konu edinmekte, inananlar için örnekliğini vurgulamaktadır. Genelde bütün peygamberlerin, özelde ise ulu’l-‘azm olan Hz. İbrahim’in dini öğrenme ve yaşama noktasındaki rehberliği Kur’ân temel konularındandır. Hz. İbrahim’in teslimiyet ve iman dairesindeki hayatı, ayrıca kavmi ve döneminin ileri gelenleri ile mücadelesi dikkate alındığında rehberliğinin anlam ve önemi artmaktadır. Bununla beraber Hz. İbrahim’in, Enbiyâ sûresinin 63. âyetinde kavmine “Ben rahatsızım” dediği belirtilmektedir. Bu ifadeyi kendisini davet ettikleri kutlamalara katılmamak için söylediği tarih ve hadis kaynaklarında geçmektedir. İkinci olarak Sâffât sûresinin 88-89. âyetlerinde putları kırdığı halde “Bu işi şu büyükleri yapmıştır” şeklinde savunmada bulunduğu bilgisi yer almaktadır. Kavminin ibadethanesi şeklinde ifade edilebilecek mekândaki putların yanına girmesi, tamamını parçaladıktan sonra en büyüklerinin boynuna baltayı asması ve kavmi gelip olanları gördüğünde kendisini çağırarak ‘hesap sormak’ istemeleri üzerine bu şekilde açıklama yaptığı kaynakların neredeyse ittifakıyla sabittir. Ayrıca hanımı Sâre ile beraber Mısır’a gittiklerinde zalim krala hanımını “Kız kardeşi” olarak tanıttığı temel hadis kaynaklarında geçmektedir. İlgili kaynaklarda Hz. İbrahim’in, kralın önce kendisini çağırdığı ve yanındaki hanımın kim olduğunu sorduğu, buna binaen kardeşi olduğunu söylediği, hatta Sâre validemize de bu sözlerini yalancı çıkarmaması yönünde telkinde bulunduğu kaydedilmektedir. Söz konusu üç hadiseyle ilgili olarak Hz. Peygamber’in “İbrahim üç yer dışında asla yalan söylememiştir” buyurduğu da belirtilmektedir. Bu rivayet ise Buhârî ve Müslim’de yer almakta, yani müttefekun aleyh bir nitelik taşımaktadır. Dolayısıyla hem âyet ve hadislerin zâhiri anlamları hem de Resulullah’ın bu ifadesi Hz. İbrahim’e yalan isnad edildiğini göstermektedir. Bu sebeplerle müfessirler, muhaddisler ve müerrihler üç yalan meselesini kapsamlı bir şekilde açıklamaktadır. Konunun anlaşılması ve Hz. İbrahim’in ismetinin savunusu bağlamında kapsamlı açıklama getirenlerden birisi de Amasyalı Yûsufefendizâde’dir (öl. 1167/1754). Buhârî şarihlerinden Yûsufefendizâde, Necâhu’l-kârî li sahîhi’l-Buhârî isimli şerhinde konuyla ilgili rivayet ve âyetleri kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Eserini Fethu’l-bârî ve ‘Umdetü’l-kârî isimli şerhleri esas alarak hazırlaması, şerh edebiyatının konuyla ilgili yaklaşımlarına bütüncül olarak da ulaşılmasına imkân tanımaktadır. Bu itibarla çalışmada Yûsufefendizâde’nin Necâhu’l-Kârî isimli eserinin üç yalan rivayetiyle ilgili şerhi analitik olarak değerlendirilmektedir. Tarihsel metin analizi yöntemi ile verilerin mukayeseli analizi yönteminin uygulandığı araştırma sonucunda Hz. İbrahim’in bahis konusu ifadeleri söylediği ama bunların yalan olmadıkları sonucuna ulaşılmaktadır. “Ben rahatsızım” sözüyle ilgili hem lügat hem de sebep-söz ilişkisi üzerinden makul ve tatminkâr açıklamalar kaydedilmektedir. Gerçekten hasta olduğu, ortamdan rahatsızlığını ifade ettiği, gelecek zaman anlamını içermesi sebebiyle hasta olacağına vurgu yaptığı, hakkındaki ithamı ifade ederek iğneleyici üslup takındığı, Hz. Yusuf’un kardeşleri için “Siz hırsızsınız” (Yusuf, 12/70) sözünde ve “Sen de ölüsün onlar da ölüler” (Zümer, 39/30) âyetinde olduğu gibi dikkat çekmek ve hatalarını göstermek suretiyle nasihatte bulunmak için böyle söylediği yaklaşımları açıklamaların başında gelmektedir. “Bu işi şu büyükleri yapmıştır” sözlerinin ise ilişkili olduğu hadise, Hz. İbrahim’in aklî ikna üslubu ve kavminin inadı ile beraber düşünülmesi durumunda maksadın ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Sâre validemiz hakkındaki “Kız kardeşimdir” sözüne gelindiğinde “Biz herşeyi sudan yarattık” (Enbiyâ, 21/30) âyeti ve “Biz sudan gelenleriz” rivayetiyle kıyas edilmektedir. Buna göre Hz. İbrahim’in de tıpkı bu âyet ve rivayette olduğu gibi tevriye sanatını kullandığı belirtilmektedir. Netice itibarıyla Hz. İbrahim’e isnad edilen üç sözle ilgili Yûsufefendizâde’nin tespitleri üzerinden bunların çeşitli manalara gelebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Keza ilgili sözlerin, zâhiri anlamın ötesinde bir derinliğe sahip oldukları, çeşitli belâgat nüansları içerdikleri, söylenme ortamı ve sebeb-i vürûd bakımından dikkatle incelendiğinde esasen yalan beyan gibi durumların söz konusu olmadığı başta Yûsufefendizâde olmak üzere ulemânın üzerinde durduğu temel çıkış noktaları olmaktadır. Dolayısıyla çalışma sözlerle ilgili Yûsufefendizâde’nin ve genel manada ulemânın değerlendirmelerine etraflıca yer vermekte, âyetler ve rivayetlerin anlaşılmasında şerh edebiyatının önemini vurgulayarak tamamlanmaktadır.Keywords : Tefsir, Şerh, Yûsufefendizâde, İbrahim, Yalan