- Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi
- Volume:2 Issue:1
- İSTANBUL GAZETELERİNİN BAŞYAZARLARININ KALEMİNDEN 31 MART VAK‘ASI ÖNCESİ VE SONRASI
İSTANBUL GAZETELERİNİN BAŞYAZARLARININ KALEMİNDEN 31 MART VAK‘ASI ÖNCESİ VE SONRASI
Authors : Murat HANİLÇE, İlyas AK
Pages : 1-32
Doi:10.30692/sisad.404560
View : 14 | Download : 6
Publication Date : 2018-03-28
Article Type : Research Paper
Abstract :“Hürriyet, Müsavat, Uhuvvet, Adalet” sloganıyla öne çıkan Jön Türklerin önemli hedeflerinden birisi de Sultan İkinci Abdülhamid’i tahttan indirerek Kanun-ı Esasi’yi yeniden yürürlüğe koydurmaktı. Jön Türkler, Sultan Abdülhamid’e Meşrutiyet’i 24 Temmuz 1908’de ikinci kez ilan ettirerek bu amaçlarını gerçekleştirmişlerdir. İkinci Meşrutiyet ilan edildikten kısa bir süre sonra Osmanlı topraklarında seçimlere gidilmiş ve Jön Türkler parlamentoda çoğunluğu elde etmişlerdir. Buna rağmen gerek yönetimde tam olarak kontrolü sağlayamamaları gerekse de muhalefetle karşılaşmalarından dolayı kendilerini güven altında görmemişlerdir. Bu konuda haksız olmadıklarının birçok göstergesi vardı. Bu göstergelerden birisi de Meşrutiyet’in ilanından memnun olmayan ve Sultan İkinci Abdülhamid taraftarı olan grupların basını merkeze koyarak Jön Türklere karşı başlattıkları yoğun propaganda faaliyetleridir. Bu şartlar altında Jön Türkler, genelde Osmanlı topraklarında özelde ise İstanbul’da tam olarak kontrolü sağlamak için harekete geçmişlerdir. Selanik’te bulunan ve komutanlarının çoğu İttihatçı olan Avcı taburlarını Ekim 1908’de İstanbul’a getirmişlerdir. Bu yolla Sultan Abdülhamid’e gözdağı vermek istemişlerdir. Ne var ki bu taburların İstanbul’a gelmesi ve Yıldız Sarayı yakınlarındaki Taşkışla’ya yerleştirilmesi ortamı daha da gergin bir hale sokmuştur. Bu gergin ortamda Jön Türkleri eleştiren Serbesti gazetesi Başyazarı Hasan Fehmi 6 Nisan 1909’da Galata Köprüsü üzerinde öldürülmüş ve katili bir türlü bulunamamıştır. Bu durum, Jön Türkler üzerinde tepkileri çoğaltmış ve basında Jön Türkler aleyhine etkili protesto yazılarının kaleme alınmasına neden olmuştur. Derviş Vahdeti’nin, çıkardığı Volkan gazetesinde Jön Türkler aleyhine muhalefet yapması 31 Mart Vak‘asının çıkmasına hız kazandırmıştır. Tüm bunlara Avcı Taburlarına mensup askerlerin Sultanahmet Meydanı’nda toplanarak gösteri yapması ve orada toplanan kalabalığın şeriatın tam olarak uygulanması isteği eklenince İkinci Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle sonuçlanacak süreç başlatmıştır. Rumi takvime göre 31 Mart 1325’te; Miladi takvime göre 13 Nisan 1909’da İstanbul’da meydana gelen 31 Mart Vak‘asıyla Türk siyasi lüteratürüne yeni bir kavram eklenmiştir: İrtica. Bu çalışmada olayın meydana geldiği tarihlerde İstanbul’da yayınlanan Sabah , Tanin , İkdam , Tercümân-ı Hakîkat , Volkan , Servet-i Fünûn ve Resimli Gazete ve Şehbal gibi sekiz süreli yayının olayın bir hafta öncesi ve sonrası boyunca çıkan sayıları gözden geçirilmiştir. Bu yayın organlarının bilhassa başyazarlarının olay öncesi ve sonrası duruşları incelenmiş; böylece basın kuruluşlarının olayın ortaya çıkmasındaki rolü ve olay sonrasındaki tutumu değerlendirilmiştir. Böylece basının kamuoyu üzerindeki baskısı ve etkisinin Osmanlı tarihinin seyrindeki ilk örneklerinden biri tartışılmıştır. Çalışmada, “31 Mart Vak‘ası gerçekten irticacılar tarafından şeriat elden gidiyor diyerek mi çıkarılmıştı? Yoksa Jön Türklerin bürokraside tam olarak yerleşmek için kendilerinin tertiplediği bir düzmece isyan mıydı? ya da Sultan İkinci Abdülhamid’in yeniden kontrolü sağlamak için el altından desteklediği bir isyan hareketi miydi?” gibi günümüzde halen tartışılan sorulara dönemin basınından cevaplar da aranmıştır.Keywords : 31 Mart Vakası, İstanbul basını, kamuoyu