- Tasavvur / Tekirdağ İlahiyat Dergisi
- Volume:9 Issue:2
- Namazda İmama Uyan Kimsenin (Meʹmûmun) Kıraati
Namazda İmama Uyan Kimsenin (Meʹmûmun) Kıraati
Authors : Adem Yenidoğan
Pages : 1049-1090
Doi:10.47424/tasavvur.1327566
View : 108 | Download : 102
Publication Date : 2023-12-31
Article Type : Research Paper
Abstract :İslam’ın en temel ibadeti kabul edilen namazın geçerliliği birtakım kurallara bağlanmıştır. Namaz öncesinde ve esnasında riayet edilmesi gereken bu kurallara fıkıh dilinde şart ve rükün denilmektedir. Namazda kıyam halinde iken yerine getirilen kıraat, bu kuralların en önemlilerinden biri olup namazın rükünlerindendir. Dolayısıyla namazın sahih olabilmesi için yeteri kadar kıraatin yapılması gerekmektedir. Yapılmaması durumunda namaz geçersiz sayılmaktadır. Bu sebeple namazda kıraat meselesi fakihler tarafından detaylı olarak ele alınmış, ne, ne zaman ve ne kadar okunulacağı noktasında farklı görüşler ortaya konulmuştur. Bu noktada fakihler üç temel görüş ileri sürmüşlerdir. Hanefîler namazda imama uyan kimsenin kıraatte bulunmaması gerektiğini belirtmiş, kıraatin cehrî veya hafî olmasını dikkate almaksızın me’mûmun kıraatini mekruh saymışlardır. Hanefîlerin tam aksi görüşü savunan Şâfîiler ise cemaatle kılınan namazların tümünde me’mûmun kıraatte bulunması gerektiğini ve bunun vacip olduğunu söylemişlerdir. Me’mûmun kıraatsiz namazının ise sahih olmadığını ileri sürmüşlerdir. Görüşlerini kıraatin cehrî veya hafî olmasına bağlı olarak açıklayan Mâlikî ve Hanbelîler ise kıraatin hafî olduğu namazlarda me’mûmun kıraatte bulunacağını belirtmişlerdir. Kıraatin cehrî olduğu namazlarda Hanbelîler, okumak istemesi halinde me’mûmun imam sükût ettiğinde kıraatte bulunmasının daha güzel olduğunu, Mâlikîler ise, bu durumda me’mûma hiçbir şekilde kıraat gerekmediğini söylemişlerdir. Fakat her iki mezhebin fakihleri me’mûmun kıraatte bulunmasını vacip görmemiş, kıraat yapmasa da me’mûmun namazının geçerli olduğunu kabul etmişlerdir. Mezheplerin genel kanaati olarak sunulan bu üç temel görüşün tümünde mezhep içi ihtilaflar bulunmaktadır. Hanefîler haricin-deki fakihlerin me’mûmun kıraatiyle ilgili görüşlerini asıl itibarıyla me’mûmun, imamın kıraatini işitmesi veya işitmemesi ekseninde belirledikle-ri anlaşılmaktadır. Me’mûmun Fâtiha’yı okumasında kıraatin cehrî veya hafî olmasına itibar etmeseler de Fâtiha’dan sonra sûre okuması konusunda kıraatin cehrî veya hafî olmasını dikkate alan Şâfiîler ile Mâlikî ve Hanbelî fakihlerin kıraatin cehrî olduğu namazlarla ilgili ileri sürdükleri görüşlerin temelinde de me’mûmun, imamın kıraatini işitmesi veya işitmemesinin yer aldığı söylenebilir. Me’mûmun kıraatiyle ilgili farklı kanaat belirten fakihler görüşlerini temellendirmek için Kitap, Sünnet, sahabe kavli ve kıyastan delil getirmişlerdir. Fakihler görüşlerini benzer delillerle temellendirmelerine rağmen farklı neticelere ulaşmışlardır. Bu farklılığın ortaya çıkmasında ise âyetin delil sayılması, Hz. Peygamber’den (s.a.s.) nakledilen rivayetleri değerlendirirken farklı yaklaşımda bulunmaları ve kıyas argümanlarının farklı olması gösterilebilir. Fakihler arasında görüş farklılığına yol açan diğer sebeplerin fakihlerin birbiriyle çelişen rivayetleri telif etme noktasında ihtilaf etmeleri ve benzer rivayetleri farklı kabule delil olarak kullanmaları olduğu söylenebilir.Keywords : Fıkıh, Namaz, Kıraat, İmam, Meʹmûm, Muktedî