- Tefsir Araştırmaları Dergisi
- Volume:5 Issue:2
- Hz. Peygamber’in ve Vahyin Gönderiliş Gayesi Olarak Tezkiye
Hz. Peygamber’in ve Vahyin Gönderiliş Gayesi Olarak Tezkiye
Authors : Sami KILINÇLI
Pages : 604-633
Doi:10.31121/tader.980777
View : 15 | Download : 9
Publication Date : 2021-10-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Kur’an’ın hedefi, ana konuları ve insanın yaratılma amacı gibi konular meseleyi ele alan kişiye bağlı olarak farklı şekillerde izah edilmekle birlikte, el-Bakara 129. âyette peygamber gönderilmesinin hedefi âyetleri okuma, kitap ve hikmeti öğretme ve insanları tezkiye etmek olarak açıklandığı için aslında konu net olarak anlatılmış olmaktadır. Aynı mevzunun açıklandığı el-Bakara 151; Âl-i İmrân 164 ve el-Cuma 2. âyetlerde ise konu sıralaması bağlam ve muhatapların durumlarına bağlı olarak âyetleri okuma, insanları tezkiye etme, kitap ve hikmeti öğretme şeklinde tezkiye öncelikli olarak açıklanmıştır. Bu âyetlerden peygamber ve vahyin gönderilmesinin dolayısıyla insanın var oluş amacının öncelikli ve üst hedefinin insanların tüm yanlışlardan arınarak tezkiye olması/olgunlaşması olduğu anlaşılmaktadır. Modern dönemde Kur’an ve Kur’an’ın ana konularına dair yazılan birçok kitapta tezkiye konusuna ve Hz. Peygamber rehberliğinde tezkiye olma süreci yaşayan sahabilerin hangi eksiklikleri yaşadıkları ve nasıl eleştirildikleri konularına yeteri kadar yer verilmediği görülmektedir. Bu eksiklik okuyucuların Kur’an, sahabe ve insanın yaratılma amacı gibi konularda eksik bakış açısına sahip olmalarına neden olmaktadır. Modern dönemde ortaya çıkan söz konusu eksikliklerden dolayı bu çalışmada zikredilen âyetler özelinde tezkiyenin Hz. Peygamber ve Kur’an’ın gönderiliş gayelerinden biri olduğu klasik ve modern dönem tefsirleri temelinde ele alınmaktadır. Müfessirlerin izahlarında tezkiyenin bireysel dindarlık anlamında eksik/parçacı bir olgunlaşma değil, İslam’ı bütün olarak yaşama anlamında tam ve kuşatıcı bir kemale erme olarak risalet ve vahyin semeresi olduğuna dikkat çekilmektedir. el-Bakara 151 ve Âl-i İmrân 164. âyetlerle ilgili rivayetler ve müfessirlerin izahlarından bazı sahabilerin Hz. Peygamber’e itaatte zaaf göster-dikleri, İslam düşmanlarının kıblenin tahvil edilmesine yönelik itiraz ve eleştirilerinden etkilendikleri ve dünya malı ve ganimet sevgisinde yanlışa düştükleri için eleştiri amaçlı olarak tezkiye öncelikli anlatımın tercih edildiği anlaşılmaktadır. Bu bilgilerden tezkiye olma sürecinde eksiklik yaşayan sahabilerin “İçinizden seçilip gönderilen peygamberin, onun uyguladığı talim ve tezkiye süreçlerinin kıymetini anlamıyorsunuz.” şeklinde eleştirildikleri ve el-Cuma 2. âyette ticarî kaygılarla Cuma namazında mescidi terk eden sahabilerin dünyevileşen Yahudi âlimler gibi olmamaları konusunda uyarıldıkları görülmektedir. Sonuç olarak Kur’an, Hz. Peygamber, sahabe toplumunun oluşumu ve insanın varoluş amacı açısından merkezi bir yerde duran, tefsir kaynaklarında tüm yönleriyle izah edilen, insanların bir yönüyle her an içinde bulunduğu tezkiye olma/olamama konusuna Kur’an ve tefsire dair yapılan çalışmalarda daha fazla yer verilmesi gerektiği söylenebilir.Keywords : Risalet, Tefsir, Bağlam, Tezkiye, Hikmet