Dewi Zephaniah Phillips’ Critique of Theodicies
Authors : Yaşar TÜRKBEN
Pages : 75-92
Doi:10.51450/ilmiyat.1067696
View : 12 | Download : 6
Publication Date : 2022-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Çağdaş din felsefesinin önemli konularından biri olan kötülük problemi, Tanrı’nın varlığına itiraz bağlamında dile getirilen önemli argümanlardan biridir. Epiküros’a kadar izini sürebildiğimiz bu argüman, D. Hume tarafından, “Tanrı kötülüğü önlemek istiyor da, gücü mü yetmiyor? O halde O güçsüzdür. Gücü yetiyor da önlemek mi istemiyor? O halde kötülüğün olmasını istemektedir. Hem gücü yetiyor, hem de iyi ise, o zaman bu kötülük nereden geliyor?” şeklinde ikilemde bırakan bir soru formatında ortaya konulmuştur. J. L. Mackie gibi çağdaş filozoflar ise Tanrı’nın mutlak iyiliği, kudreti ve kötülüğün varlığının birbirleriyle çelişki arz ettiğini ileri sürerek bahsi geçen üç öncülün bir arada bulunamayacağını, dolayısıyla teistik Tanrı tasavvurunun kendi içerisinde çelişkili olacağını ileri sürmüşlerdir. Modern dönemin önemli felsefi ekollerinden biri olan analitik felsefe geleneği çerçevesinde kötülük problemi farklı veçhelerden muhtelif filozoflarca tartışılmıştır. Bu bağlamda özellikle analitik felsefe geleneğinin ilk devresini temsil eden ve Wittgestein’ın birinci dönem eseri Tractatus Logico-Philosophicus ile ifadesini bulan mantıksal pozitivizm, doğrulanabilir olgusal önermeler dışındaki tüm bilgi alanlarını metafiziksel olduğu gerekçesiyle anlamsız bulmuştur. Dolayısıyla başta kötülük problemi olmak üzere teizmin genel konuları bahsi geçen metafizik alanın kapsamına girdiği için mantıksal pozitivizm tarafından anlamsız ve olgu dışı bilgi türü olarak ilan edilmiştir. Ancak süreç içerisinde katı doğrulamacı ilkesi rağbetten düşmüş ve ikinci Wittgenstein dönemine ait dil oyunları kuramı ile teizmin temel meseleleri de “hakkında konuşulabilir olan bilgi türleri” içerisinde değerlendirilmeye başlamıştır. Dil oyunları kuramına göre değişik oyunların insert ignore into journalissuearticles values(değişik dil oyunları vardır ve bunların her birinin); kendine özgü kuralları bulunduğu gibi, dilin de kendine özgü kuralları vardır. Futbol kurallarını bilmeyen kimse oynanan oyunu anlamakta güçlük çekeceği gibi, dilin kurallarını bilmeyen kimse de bahsedilen konuyu anlamakta güçlük çekecektir. Wittgensteincı filozoflardan D. Z. Phillips de dil oyunları kuramını radikal bir şekilde din felsefesine uyarlamıştır. O, dinî inancın kendine özel bir dil oyunu olduğunu ve olgusal alanla ilişkisi bulunmadığını insert ignore into journalissuearticles values(non-realism); ileri sürmektedir. Ona göre “Tanrı iyidir” veya “Tanrı kudret sahibidir” gibi önermelerin felsefi ya da bilimsel bağlamlar içinde değerlendirilmesi bizi yanlış bir yola sürükler. Bunların ifade edildiği bağlamın dili farklı olduğu için kendine özgü bir dil dünyasına sahip olan felsefe gibi farklı dil oyunlarına sahip düşünce sistemleri içerisinde tartışılamaz. Kötülük problemi de bu bağlamda değerlendirilmelidir. “Tanrı iyidir” şeklindeki bir ifadede artık “Tanrı” belli bir nesneye veya bir kişiye işaret etmez. Burada ancak bir “güven” duygusundan söz edilebilir. Yine “Tanrı sonsuz güç sahibidir” denildiği zaman “bir sığınma duygusundan” bahsedilebilir. Ancak bu “Tanrı” objesinin varlığına işaret etmez. Hick’e göre Phillips’in bu ifadeleri, ateizmin farklı bir şekilde dile getirilmesidir. Dolayısıyla bu, teizm açısından zati tanrı tasavvurunu yadsıdığı için kabul edilemez. Phillips başta Swinburne olmak üzere kötülük problemine felsefi olarak getirilmiş çözümleri eleştirmektedir. Bu bağlamda Phillips Swinburne ve Plantinga’nın benimsediği özgür irade savunusunu da çeşitli açılardan eleştirmektedir. Yine o, kötülüğün ve Tanrı’nın varlığının birlikte savunulabileceğine dair görüşleri yani teodiseleri teker teker ele almakta ve bunların başarılı olmadıklarını ortaya koymaya çalışmaktadır. “Ruhsal olgunlaşma teodisesi”, “kefaret teodisesi”, ““idrak sınırlılığı savunması” gibi teist perspektiften kötülüğe bir cevap verme amacıyla ileri sürülmüş olan teodiseleri de holokost, zihinsel ve fiziksel acılar gibi farklı kötülük türleri bağlamında ele alarak çeşitli açılardan eleştirmektedir. Böylece o, teizmin kötülük problemi ile ilgili ifadelerinin felsefi birer önerme olarak görülmemesi gerektiği iddiasını, Wittgensteincı dil oyunları perspektifinden değerlendirmeye ve desteklemeye çalışmıştır.Keywords : Din Felsefesi, D Z Phillips, Kötülük, Tanrı, Kadir i Mutlak, Dil Oyunu