- Trabzon İlahiyat Dergisi
- Volume:11 Issue:Special Issue Special Issue
- Muhammed et-Trabzonî el-Medenî’nin Sârimu’l-vâridât Adlı Eserinin Vehhâbîliğin Ortaya Çıkış Tarihi B...
Muhammed et-Trabzonî el-Medenî’nin Sârimu’l-vâridât Adlı Eserinin Vehhâbîliğin Ortaya Çıkış Tarihi Bağlamında Kaynaklık Değeri
Authors : Kadir Gömbeyaz, Muhammed İkbal Çoban
Pages : 71-108
View : 124 | Download : 59
Publication Date : 2024-11-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Muhammed et-Trabzonî el-Medenî (ö. 1200/1786) Trabzon’dan İstanbul’a, Şam’dan Kudüs’e, Mekke’den Medine’ye ve nihayet tekrar İstanbul’a uzanan hayatını farklı coğrafya ve şehirlerde geçirmiş, şer‘î ilimlerin pek çoğunda eserler kaleme almış velûd bir âlimdir. Kaleme aldığı eserlerden biri de “Necdli İhtiyâr (eş-Şeyhü’n-Necdî)” diye adlandırdığı birinin kendisine ulaşan (vârid) dört görüşünü ele aldığı ve bunlara karşı aklî ve naklî delillerle karşı çıktığı Sârimü’l-vâridât adlı eseridir. Bu eseri çarpıcı kılan husus, Necdli Şeyh diye bahsettiği kişinin görüşleri ve faaliyetleriyle Hicaz topraklarında etkili olmaya başlayan Muhammed b. Abdilvehhâb olmasının kuvvetle muhtemel oluşu ve eserin onun hareketinin (Vehhâbiyye) ortaya çıktığı bir bölgede ve zamanda yaşayan bir müellif tarafından kaleme alınmasıdır. Böylece hareketin ortaya çıkış ve gelişim sürecinde aynı zamanda yaşamış bir müellifin tarihsel şahitliği söz konusu olabilmektedir. Bu risâleyi diğer Vehhâbîlik reddiyelerinden farklı kılan bir durum Necdli Şeyh’e nispet edilen dört görüşten özellikle ikisinin (“Allah’ın her fiili güzel değildir” ve “Peygamberlerin bedenlerinin kurtlanması, bayılmaları veya haşereler yüzünden ölmeleri caiz değildir”) başka reddiyelerde bulunmamasıdır. Bu risâlede Trabzonî’nin Necdli Şeyh’e yönelik ifadeleri oldukça ağır ve hakaretâmizdir. O, birçok kötü isimle anmasının yanında Necdli Şeyh için “Şeyhu’l-hanâzira (Domuzların Şeyhi)” şeklinde başka eserlerde görmediğimiz, kendisi için anlamlı bir gerekçeye dayanan kendisine özgü bir niteleme de kullanmaktadır. Ancak eserin müellif hattı olduğu düşünülen ve elimize ulaşan tek nüshasında özellikle hakaret ve aşağılama içeren ifadelerin üstünün çizildiği görülmektedir. Hâsılı bu yazıda, İbn Abdilvehhâb ve hareketinin ortaya çıktığı ve geliştiği bir döneme şahitliğin ürünü sayılabilecek Sârimü’l-vâridât adlı eserin muhtevası, Trabzonî’nin reddettiği görüşlerin neler olduğu ve bunları nasıl reddettiği ortaya konulduktan sonra Trabzonî’nin bu şahitliğinin Vehhâbîliğin doğuş tarihi ve görüşleri incelenirken ne derece isabetli bir şahitlik yapıp yapmadığı sorgulanacaktır. Ayrıca Trabzonî’nin Vehhâbîliğe reddiye sadedinde yazdığı ileri sürülen diğer bazı risâlelerin muhatap ve hedefinin gerçekten İbn Abdilvehhâb ve Vehhâbîler olup olmadığı da tartışılacaktır. Nihai olarak nispet ettiği görüşler üzerinden İbn Abdilvehhâb’ı eleştirdiği anlaşılan Sârimü’l-vâridât’ın tam anlamıyla bir Vehhâbîlik reddiyesi olarak kabul edilip edilemeyeceği değerlendirecektir.Keywords : İslam Mezhepleri Tarihi, Muhammed et Trabzonî el Medenî, Muhammed b Abdülvehhab, Vehhâbîlik, Sârimül vâridât