- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi
- Issue:84
- MÂTÜRÎDÎ ÖĞRETİSİNİN YESEVÎ SUFİLİĞİNDEKİ YANSIMALARI
MÂTÜRÎDÎ ÖĞRETİSİNİN YESEVÎ SUFİLİĞİNDEKİ YANSIMALARI
Authors : Sıddık KORKMAZ
Pages : 47-60
View : 16 | Download : 10
Publication Date : 2017-12-14
Article Type : Research Paper
Abstract :İmam Mâtürîdî, Ehl-i Sünnet anlayışının kurucu imamlarından olup Ebû Hanîfe geleneğine dayanmış ve onun fikirlerini daha sistemli hâle getirmiştir. Şeyh Ahmed Yesevî ise Hanefî-Mâtürîdî ilim havzasında yetişmiş önemli bir sufi olarak tarihte iz bırakmış kişiliklerdendir. Mâtürîdî ve Yesevî’nin fikir dünyalarını doğrudan kıyaslamak oldukça zordur. Bunun sebebi her iki ismin hedef, metot ve sahalarının farklı oluşudur. Böyle olmakla birlikte Ahmed Yesevî ve Yesevîlik, kendisinden önce teşekkül etmiş ve birçok temel dini problemleri halletmiş olan mezhebî yapının üzerinde yükselmiştir. Mâtürîdî, dini akıl ve hayat ekseninde anlayan Ehl-i Rey mensubu bir mezhep kurucusu olarak bilinmektedir. Özellikle dinin inançla ilgili kısımlarını ne Haricîler gibi zâhirî/literal anlamda ne de Şiîler gibi bâtınî/ ezoterik çizgide yorumlamıştır. Bunların yerine, mensubu olduğu Hanefîlik geleneğini devam ettirerek, Kur’an’ı ve Sahih Sünnet çerçevesinde akıl ve nakil dengesini esas alan bir teoloji geliştirmiştir. Bu teolojide, yaratan ile yaratılan birbiri ile karıştırılmamakta, dinin anlaşılması ve hayatın kurulmasında hikmet gözetilerek insana merkezî bir konum verilmektedir. Hanefî–Mâtürîdî geleneğin bir temsilcisi olarak Türkistan bölgesinde faaliyetlerini sürdürmüş olan Ahmed Yesevî aynı çizginin devamı olarak bir ahlâk öğretisi geliştirmiştir. Yesevî’nin öğretisinde İslam’ın temel ilkelerini sarsacak olan bâtınî/ezoterik unsurlara veya hayatın gerçeklerini görmezden gelecek katı zâhirî/literal yorumlara rastlanmamaktadır. Dinin esaslarından ayrılmadığını ve şerî hükümlere bağlılığını sürekli dile getiren Yesevî, kaçırdığı bir vakit namazına pişmanlık duymakta, günahlarına istiğfar eylemekte veya Allah’ın rızasını dilemektedir. Yeri geldiğinde halka zulmeden siyasetçileri tenkit etmekte ya da toplumdaki bozulmuşluğun yaygınlaşmasından şikâyetçi olmaktadır. Özellikle hikmetlerinde o huşu içinde Allah’a bağlanan bir kul, Hz. Peygamber’in sevgisiyle kalbi dolu bir ümmet ve âhiret yolculuğuna kendisini hazırlayan bir mümin durumundadır. Çalışmamızda ele alacağımız hususlar; İmam Mâtürîdî ve Ahmed Yesevî’nin başta akâid ilkeleri olmak üzere, siyaset ve ahlâk gibi temel konulardaki etkileşimlerinin tespiti şeklinde olacaktır. Ayrıca Ahmed Yesevî’nin değinmediği ancak öteki tarikatların ayırıcı hususları olan bazı konulara da yer verilecektir.Keywords : İmam Mâtürîdî, Ahmed Yesevî, akâid, şeriat, ahlâk