- Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi
- Issue:112
- DEDE KORKUT’UN BOĞAÇ HAN DESTANI’NDA GEÇEN METAFORLARIN DİNİ-TASAVVUFİ TAHLİLİ
DEDE KORKUT’UN BOĞAÇ HAN DESTANI’NDA GEÇEN METAFORLARIN DİNİ-TASAVVUFİ TAHLİLİ
Authors : Musa Kaval
Pages : 181-200
Doi:10.60163/tkhcbva.1531842
View : 69 | Download : 62
Publication Date : 2024-12-15
Article Type : Review Paper
Abstract :Türk halk kültürünün temel sözlü eserlerinden Dede Korkut Kitabı birçok unsuru barındırmaktadır. Kitapta medeniyeti oluşturan öncüllerden, dini muhtevanın oldukça yoğun şekilde işlendiği görülmektedir. Türk toplumunun inanç tarihi elbette oldukça zengindir ve Dede Korkut Kitabı da bu mozaiğin nadide taşlarından biridir. Türklerin, İslam öncesi mistik inançlarının yer aldığı bu harmoni, İslam sonrası dönemde de uyum ve ahenk azalmamış; aksine arttırmıştır. Zira Türklerin yaşama dair benimsedikleri anlamlandırmanın neden olduğu müspet dönüştürme kabiliyetinin bu süreçte önemli bir etkisi olmuştur. Din ve toplumlara karşı bağnaz yaklaşım sergilemeyen Türklerin bu özellikleri İslamlaşma sonrası da devam etmiştir. Türk halk kültürünün asırlar boyunca benimsediği bu yaklaşım İslam sonrası dönemde tasavvuf merkezli bir yorumla devam etmiştir. Zira tasavvuf, İslam’ın derinliği olan yumuşak fakat aksiyoner yorumudur. Dede Korkut Kitabı’nın hemen başında yer alan Boğaç Han Destanı’nda gözlemlenen tasavvufi yorumun zenginliği dikkat çekmektedir. Türkler İslam’ı yaşarken kendinde var olan ve zamanla geliştirdiği değerlerini tasavvuf ile yoğururken zorlanmadıkları görülür. Çünkü İslam’ın dinamik ve engin anlam dünyasına dair bir yolculuk olan tasavvuf, Türklerin bitmeyen mücadelesine yenilik kazandırmıştır. Boğaç Han hikâyesinde de görülen bu uğraş Türk’ün gâza bilincinin tasavvufun mücâhede kavramıyla adeta mezcolmuştur. Türklerin savaşçı ruhunun tüm yaşamını şekillendirmiş olması ile tasavvufun en temel uğraş konusu olan nefsi terbiye etme çabasının son nefese kadar devam etmesi Türk-tasavvuf birlikteliğinin motivasyonlarından sadece biridir. Bitmeyen mücadelenin muhatabı olan Türkler ile tasavvufun kültür ve medeniyete yansımış birçok olaydan sadece birisidir Boğaç Han Destanı. Boğaç Han’ın başından geçenler incelendiğinde birçok kültürel motifin rastlantı eseri sebep-sonuca tesir etmediği görülmüştür. Türklerin İslam öncesinde olduğu gibi İslam sonrası inançlarında rastlantının yeri olmadığı görülmektedir. Bütün evrenin Tanrı ile ilişki içerisinde olduğuna inanan Türklerin inanç, eylem ve ahlak bağlamında İslam’ın başta tevhid olmak üzere hemen tüm akidesine kültürel olarak hazır olduğu söylenebilir. Zira çalışmamıza konu olan Boğaç Han Destan’ındaki olay örgüsü içerisinde yer alan metaforların mistik tarih boyunca ortak anlamlarda buluştukları anlaşılmaktadır. Hatta kimi zaman destandaki olayların İslam ve İslam öncesi semâvi dinlerin peygamberlerinin hayatlarıyla benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte tasavvufi kültürün ölmeyen şahsiyetlerinden olan veli kültünün İslam öncesi Türk inanç sistemindeki benzerlikleri tespit edilmiştir. Bütün bunlardan daha ilginç olanı ise Boğaç Han Destanı’nda verilen mücadelenin Kur’an-ı Kerim’deki bazı âyetlerin âdete tefsiri şeklinde yorumlanabilmesidir. Tasavvufi/işâri tefsirin mümkün kıldığı bu yorumlar Türklerin İslam’ı benimserken neden tasavvufi geleneğin belirleyici bir aks olduğunun da izahı mahiyetindedir. Bu manada destanda kullanılan bazı mistik metaforların Türklerin uzun tarihi boyunca biriktirdikleri ruhsal mirasın İslam sonrası dönemde yeniden yorumlandığı unsurlar olduğunu söylemek mümkündür. Bu iddiayı pekiştirecek metaforlar üzerinden Boğaç Han Destanı’nın dini ve tasavvufi tahlilinin yapılmaya çalışıldığı bu makale ilk ve özgün çalışma olacaktır.Keywords : Tasavvuf, Dede Korkut, Boğaç Han, Din, Metafor