- Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi
- Volume:2 Issue:4
- Lacanyen Gerçek ve Gerçekliğin Rüyalarla İlişkisi
Lacanyen Gerçek ve Gerçekliğin Rüyalarla İlişkisi
Authors : Kamil TUZGÖL
Pages : 46-58
View : 12 | Download : 17
Publication Date : 2019-07-01
Article Type : Review Paper
Abstract :1901 yılında doğan Jacques Lacan kuramını yeniden yaptığı Freud okumaları ile birlikte `Freud`a dönüş hareketi` olarak ifade eder. Felsefi bakış açısının diğer psikanalitik kuramcılara göre çok daha fazla olması ile dikkati çeken Lacan aynı zamanda dilbilimi çalışmaları ile de psikanalizin daha net anlaşılır olması ve bilimsel olarak da psikanalizin daha incelenebilir olmasını amaçlamıştır. Lacan`ın kuramında, insanın gelişim süreçlerini ifade eden temel üç dönem mevcuttur. Bunlardan ilki; psikoza karşılık gelen ve gerçek insert ignore into journalissuearticles values(real); insert ignore into journalissuearticles values(R); olarak ifade edilen dönem, nevroza karşılık gelen imgesel insert ignore into journalissuearticles values(I); olarak ifade edilen dönem ve bireyin toplumsal süreçler ile ilişkisi dahilinde şekillendiğini ifade edebileceğimiz simgesel insert ignore into journalissuearticles values(S); dönem olarak ifade edebiliriz. Tüm psikoterapi ekolleri kişilerin yaşamsal alanlarında şekillenen ilişki örüntüleri ve algıları dahilindeki konular ile ilgilenmektedir. Yaşamın kurgulandığı ve psikoterapilerin konusu olan bahsettiğimiz bu örüntüler Lacan`ın kuramında ifade ettiği bu üç dönem ile de ilişkilidir. Fakat Lacanyen anlamda gerçek, bizi çevreleyen dış dünyanın eş anlamlısı değildir. Gerçek, ruhsal dünyada konumlanan bir yapıdır. Gerçek, Lacan`a göre dilin de dışında olandır ve her çeşit sembolleştirmeye karşı koymaktadır. Lacan gerçeği imkânsız olarak tarifler ve de simgesel düzen ile simgesel düzene dahil edilemez olarak ifade eder. Lacan`nın kuramında“Gerçek”, yaşam kurgusunun da karşılığı olarak görebileceğimiz gerçeklikten farklı bir olgudur. Rüyalar ise günlük yaşamdaki birçok konunun ve çatışmanın yansıdığı, terapi seanslarında serbest çağrışım ile de ortaya çıkabilen bilinçdışı materyali içeren nöro-psiko-fizyolojik bir olaydır. Rüyaların bilimsel olarak incelenmesi ve oluş mekanizmalarının ortaya konması ilk kez 1900`lü yıllar itibari ile Freud`un yaptığı çalışmalarla ortaya konmuştur. Ve hala rüya analizi psikanalitik psikoterapilerde önemli bir terapi tekniği olarak kullanılmaktadır. Gün içerisinde yaşanan ve bastırma savunma mekanizması bağlamında bilinçdışına itilen yaşam an ve anılarının, bir çeşit bastırlanın geri dönüşü olarak da yorumlanabilecek olan rüyalar yolu ile bilince çıktığı söylenebilir. Bu durum çoğunlukla bilinçli bilen özne olduğu iddiasında olan insanın rüyalar, dil sürçmeleri ve sakarlıklar sayesinde aslında bilinçte var olmayan bir bilgiye ve bilinçdışına sahip olduğunu göstermektedir. Freudyen teoriden yola çıkan ve bilinçdışının dil ve yaşamsal olaylar ile ilişkisini inceleyen Lacan kuramında insanın anlamlandırma çabasını dilbilimsel anlamda tanımlanan gösteren ve gösterilen arasında kurulan ilişki üzerinden incelemektedir. Bu anlatılanlar ışığında Lacanyen anlamda, gerçek ve gerçeklik arasındaki bağlantının anlam, yaşamın kurgulanışı ve rüyalar ile ilişkisi bu makalede incelenmiştir.Keywords : Arzu, Bilinçdışı, Özne, Psikanaliz, Rüya