Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Prematürelerde Konjenital Hipotiroidi İle İntraventriküler Kanama İlişkisinin Değerlendirilmesi

Authors : Ufuk ÇAKIR

Pages : 45-49

Doi:10.12956/tchd.539041

View : 13 | Download : 7

Publication Date : 2019-03-26

Article Type : Research Paper

Abstract :p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 12.0px Helvetica; min-height: 14.0px} p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 2.0px 0.0px; text-align: justify; line-height: 12.1px; font: 9.0px Helvetica; color: #221e1f} p.p3 {margin: 0.0px 0.0px 2.0px 0.0px; text-align: justify; line-height: 9.1px; font: 9.0px Helvetica; color: #221e1f} span.s1 {font: 12.0px Helvetica; color: #000000}   Amaç: Düşük tiroid hormon düzeylerinin kanama, yüksek düzeylerin ise venöz tromboemboli riskini artırdığı bildirilmiştir. Ancak özellikle preterm bebeklerde konjenital hipotiroidizm insert ignore into journalissuearticles values(KH); ve intraventriküler hemoraji insert ignore into journalissuearticles values(İVH); arasındaki ilişki bilinmemektedir. Çalışmamızda çok düşük doğum ağırlıklı insert ignore into journalissuearticles values(ÇDDA); preterm bebeklerde şiddetli intrakraniyal kanama ile KH arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır.   Gereç ve Yöntemler: Ocak 2013 ile Aralık 2016 tarihleri arasında, yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatan ÇDDA hastaların verileri retrospektif olarak kayıt edildi. Hastaların gebelik haftaları insert ignore into journalissuearticles values(GH);, doğum ağırlığı insert ignore into journalissuearticles values(DA);, cinsiyeti, 1. ve 5. dakika Apgar skoru, antenatal steroid uygulaması, annede tiroid hastalığı, kraniyal ultrasonografi bulgusu, tiroid stimülan hormon insert ignore into journalissuearticles values(TSH); ve serbest tiroksin insert ignore into journalissuearticles values(sT4); düzeylerini içeren verileri kayıt edildi. Konjenital hipotiroidi olan ve olmayan hastalar demografik özellikler ve ciddi İVK açısından karşılaştırıldı.   Yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatırılan ÇDDA bebeklerin verileri retrospektif olarak Ocak 2013 ile Aralık 2016 arasında kaydedildi. Gebelik haftası insert ignore into journalissuearticles values(GH);, doğum ağırlığı insert ignore into journalissuearticles values(DA);, cinsiyet, 1. ve 5. Apgar skoru, antenatal steroid uygulanması, maternal tiroid hastalığı, kraniyal ultrasonografi tetkik raporları ve tiroid uyarıcı hormon insert ignore into journalissuearticles values(TSH); ve serbest tiroksin insert ignore into journalissuearticles values(sT4); düzeyleri hastanın tıbbi kayıtlarından elde edildi. Demografik özellikler ve intraventriküler hemoraji, KH olan ve olmayan gruplar arasında karşılaştırıldı.   Bulgular: Çalışmamızda 581 ÇDDA bebeğin 26’sında insert ignore into journalissuearticles values(% 4.5); KH saptanmıştır. Gebelik haftası insert ignore into journalissuearticles values(27.3 ± 1.04 hafta); ve DA insert ignore into journalissuearticles values(978 ± 197 g);, KH olan bebekler, KH olmayanlardan insert ignore into journalissuearticles values(GA 28.1 ± 1.2 hafta, DA 1073 ± 226 g); daha düşüktü insert ignore into journalissuearticles values(sırasıyla, p <0.00, p = 0.037);. KH olan insert ignore into journalissuearticles values(% 7.7); ve KH insert ignore into journalissuearticles values(% 6.5); olmayan gruplar arasında şiddetli İVH açısından anlamlı fark yoktu insert ignore into journalissuearticles values(p = 0.95);. Ciddi İVK insert ignore into journalissuearticles values(evre≥3); grubunda sT4 seviyesi anlamlı olarak düşük bulundu insert ignore into journalissuearticles values(p = 0.018);. Tiroid uyarıcı hormon sonuçları ciddi İVK olan ve olmayan gruplar arasında benzerdi insert ignore into journalissuearticles values(p = 0.215);.   Sonuç: Çalışmamızda ÇDDA prematürelerde KH’nin ciddi İVK riskini artırmadığı sonucuna varıldı. Bununla birlikte, ciddi IVH grubundaki düşük sT4 seviyelerinin, kritik hastalığa ve beyin hasarına karşı hipotalamik yanıtsızlığa bağlı olabileceği düşünülmüştür.  
Keywords : Çok düşük doğum ağırlığı, Serebral İntraventiküler kanama, Konjenital hipotiroidi