TÜRK CEZA KANUNU’NDA KISIRLAŞTIRMA SUÇU
Authors : Cengiz Topel Çiftcioğlu
Pages : 253-294
Doi:10.30915/abd.1464483
View : 103 | Download : 203
Publication Date : 2024-07-26
Article Type : Research Paper
Abstract :5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısmının “Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma” başlıklı Beşinci Bölümünde düzenlenen “Kısırlaştırma” suçu, öncelikle, yetkili hekim tarafından yapılan rızasız kısırlaştırma fiiliyle (m.101/1) yetkisiz kişi tarafından rızaya dayalı olarak yapılan kısırlaştırma fiilini (m.101/2) cezalandırmaktadır. Bir erkek veya kadının çocuk yapma kabiliyetinin cinsi ihtiyaçlarını tatmine mâni olmadan izalesi için yapılan bir müdahaleden ibaret olan kısırlaştırma fiili, kişinin bedenine yönelik bu müdahaleye gösterdiği ve kanuni şartları da taşıyan rızasıyla birlikte hukuka uygun bir hale gelir. Bunun dışında, rıza olmaksızın bir kadın veya erkeğin kısırlaştırılması veya rızaya dayalı olsa bile bu fiilin yetkili olmayan bir kişi tarafından yapılması suç teşkil eder. Bu suçla, kişinin üreme yeteneği ile beden bütünlüğü korunmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenen kısırlaştırma fiilinin, hukuka uygun surette yapılmasının şartları ve yöntemi, 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde belirlenmiştir. Zira bu Kanunla, kişilerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmaları hedeflenmiş olup bu yolla nüfus planlaması yapılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen kısırlaştırma suçu ele alınarak incelenmiş, suçun tarihsel gelişimiyle etik ve dini boyutu açıklanmış ve suçun kanuni unsurları üzerinde ayrıntılı olarak durulmuştur.Keywords : Kısırlaştırma, hadımlaştırma, yetkili hekim, yetkisiz kişi, rıza