- Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
- Volume:12 Issue:1
- Kıbrıs Sorununun Türkiye-AB İlişkilerine Endekslenmesi Süreci
Kıbrıs Sorununun Türkiye-AB İlişkilerine Endekslenmesi Süreci
Authors : Hasan MOR
Pages : 983-1026
View : 17 | Download : 8
Publication Date : 2008-06-01
Article Type : Research Paper
Abstract :Kıbrıs’ın güneyindeki Rum Yönetimi 1990’da, Kıbrıs’ın tamamı adına AB’ye tam üyelik başvurusunda bulunmuştur. Hem Kıbrıs’taki tarihi, sosyolojik ve siyasi gerçeklik, hem de 1959/60 Zürih, Londra ve Lefkoşa Andlaşmalarının tescil ederek kurduğu hukuki statü Rumlara tek başlarına Kıbrıs’ı temsil etme yetkisi tanımamasına rağmen, bu müracaat AB tarafından kabul edilip işleme konmuştur. Daha sonra Türkiye’nin yaptığı itirazların da etkisiyle, AB içerisinde Rum müracaatının değerlendirilmesine dair kararsızlıklar yaşanmaya başlanmıştır. Ancak 1995’te Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği Kararlarının görüşüldüğü esnada, esasen Türkiye’nin AB ile ilişkilerini daha da muğlaklaştırıcı etkiye sahip olmasına rağmen Yunanistan ve AB, Türkiye’deki siyasal irade ve yönetim zaŞ yetinden faydalanarak, Gümrük Birliğini Rum müracaatının sonuçlandırılmasına dair rezerv ve itirazlardan vazgeçilmesi şartına bağlamıştır.Bu tarihten itibaren, devamlı surette Türkiye AB’ye yakınlaşmaya çalıştıkça, Kıbrıs Sorunu ile ilgili olarak pozisyon ve mevzi kaybetmek zorunda kalmış ve böylelikle Yunanistan ve AB’nin sistematik bir şekilde Kıbrıs Sorununu, Türkiye’nin AB ile ilişkilerine endekslediği görülmüştür. Bu durum, 2004’te Güneydeki Rum Yönetiminin Kıbrıs Cumhuriyeti adına AB üyesi yapılması ile çok daha vahim, sorunlu ve hatta çok yönlü kaotik bir niteliğe bürünmüştür. Özellikle Türkiye’nin tam üyeliği ulusal bir dış politika hedeŞ haline getirerek, sonucu tamamen belirsizliklerle dolu olsa da, AB ile tam üyelik müzakerelerine başladığı dikkate alınınca, AB ve YunanRum ikilisinin Türkiye’yi tam bir dış politika hedefl er çatışması (Zielkonfl ikte) krizinin içerisine sokmuştur.Türkiye’nin içerisinde bulunduğu bu durum, oldukça sağlam tarihi, siyasi ve hukuki dayanak ve zemine sahip olmasına rağmen, Kıbrıs’ta dolaylı Enosisi kabul etmek ve böylece AB bekleme odasında kalabilmek ya da AB’ye tam üyelik hedeŞ nden vazgeçmek şeklindeki bir dilammadır.Adada aleyhteki bütün somut siyasi, sosyal ve hukuki gerçekliğe rağmen, Rumları Kıbrıs’ın tamamı adına AB üyesi yaparak, bu dilammanın inşasında belirleyici rol oynayan AB, böylelikle 21. yüzyılda global bir aktör olabilmenin gerektirdiği, uluslararası sorun çözme yetenek ve kapasitesi, geniş ufukluluk ve stratejik vizyonuna dair derin zafi yetler içerisinde olduğunu ortaya koymuş bulunuyor.Keywords : Kıbrıs Sorunu, Türk Dış Politikası, Türkiye AB İlişkileri, Türk Yunan İlişkileri, Avrupa Birliği