- Yaşam Becerileri Psikoloji Dergisi
- Volume:1 Issue:2
- Psikanalitik Yönelimli Psikoterapi ile Takip Edilen Olgunun Projektif Testlerle Değerlendirilmesi: T...
Psikanalitik Yönelimli Psikoterapi ile Takip Edilen Olgunun Projektif Testlerle Değerlendirilmesi: Terapi Öncesi ve Sonrası Uygulamaları.
Authors : Zihniye Okray
Pages : 85-93
Doi:10.31461/ybpd.320018
View : 14 | Download : 5
Publication Date : 2017-12-01
Article Type : Conference Paper
Abstract :Projektif Testler özellikle Rorschach ve TAT insert ignore into journalissuearticles values(Tematik Algı Testi); personel seçiminden, psikiyatrik hastalara tanı koymaya, çocuk danışmanlık birimlerinden, askeri personelin değerlendirilmesine ve bunların yanı sıra uygulanan bir terapi programının işlevselliği ile ilgili birçok alanda başvuru yapan bireylerin kişiliklerinin psikodinamik özelliklerini ortaya çıkarmada ve uygulanacak terapi sürecinin ya da müdahalenin ne yönde olması gerektiğine karar vermeye yardımcı olan psikometrik teknikler arasındadırinsert ignore into journalissuearticles values(Deabler, 1947, Weiner, 1997, Tunaboylu-İkiz, 2001, 2002, 2010,2011, Anzieu & Chabert, 2011);. Bu çalışmada 2 yıl süre ile psikanalitik yönelimli psikoterapi ile takip edilen olgunun terapi öncesi ve sonrasındaki değerlendirmeleri Rorschach ve TAT ile yapılmıştır. Olguya yapılan ilk uygulamada Rorschach Testi’nde elde edilen bulgular arasında olgunun kendini dış dünyadan gelen tehlikelere karşı koruma çabası içerisinde olduğu vermiş olduğu Detay yanıtlarının çokluğundan görülmekteydi. Diğer taraftan verilen yanıt sayısı ile içeriklerin sürekli aynı temalar üzerinde olması yine kendini koruma çabası olarak değerlendirilmiştir. Olgunun kendilik tasarımı, kimlik, özdeşim ve cinsler arası fark ve nesne ilişkileri konularında yaşadığı sorunsallar değerlendirilmiştir. TAT Testinde ise olgunun benzer bir şekilde kendilik, karşı cinsle ilişkiler ve nesne kaybıyla ilgili hikâyeler anlattığı görülmüştür. Olguya 2 yıl sonra terapi sonlandırıldığında yapılan ikinci uygulamada ise olgunun bilinçdışı materyale kendini rahatça bıraktığı görülmüştür. Hastanın dil yapısında labilite tespit edilmemiştir. Bilişsel süreçlere bakıldığında, düşünce içeriği zengin, sözelleştirme kapasitesi iyi düzeydedir. Hasta bilinçdışı süreçlere daha açık, cinsel içerikli uyaranlar daha entellektüalize edilerek ortaya çıkmıştır. Tereddütler bu uygulamada karşımıza çıkmamıştır. Çatışmanın dinamiğine bakıldığında düşünce süreçlerinin ön planda olmasına rağmen affektif boşalmaların da mevcut olduğu ve kontrol altına alındığı görülmektedir. Yapılan bu iki uygulama ve değerlendirmelerin ardından hastanın 2 yıllık terapötik süreçten fayda sağladığı, düşünce süreçlerine yaptığı yatırımın devam etmesine rağmen ilk uygulama sırasından bu güne dış dünyayı o kadar da tehditkâr olarak algılamamaya başladığı, dürtü ve düşüncelerini daha kontrollü bir şekilde yaşadığı değerlendirmesi yapılabilir. Hastanın cinsler arası fark ve özdeşimler konusunda ilk uygulama sırasında yaşadığı güçlükler ikinci uygulamada daha az göze çarpmakta ve cinsler arası fark ve özdeşleşme daha normal düzeye gelmiş olduğu görülmektedir. Kimlik sorunsalı da iki yıllık terapötik süreç sonucunda biraz daha netlik kazanmış ve hasta ilk gelişinden bu yana yaşamını daha işlevsel bir şekilde sürdürmektedirKeywords : Rorschach, TAT, Psikanalitik Yönelimli Psikoterapi, Psikoterapi, İşlevsellik