- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
- Volume:65 Issue:1
- Hasta vasiyetine ilişkin bazı meseleler
Hasta vasiyetine ilişkin bazı meseleler
Authors : S. Hülya İMAMOĞLU
Pages : 199-230
Doi:10.1501/Hukfak_0000001810
View : 7 | Download : 6
Publication Date : 2016-03-01
Article Type : Research Paper
Abstract :Hasta vasiyeti, gelecekteki bir durum için önceden yapılmış bir tasarruftur. Hasta vasiyeti ile kişi, ileride ayırt etme gücünü kaybetmesi halinde, nasıl tedavi edilmek istediğini, diğer bir ifadeyle hangi tıbbi tedbirlere rıza gösterdiğini ve hangilerini reddettiğini belirleyebilir. İsviçre Medeni Kanununda 2008 yılında yapılan değişiklikle federal düzeyde hükme bağlanan hasta vasiyeti, kişinin kendi geleceğini belirleme hakkının güçlendirilmesi amacıyla öngörülmüştür. Hasta vasiyeti, kural olarak bağlayıcıdır ve geri alınıncaya kadar da geçerlidir. Hasta vasiyetinin prensipteki bağlayıcılığı ve süresiz geçerliği, kişinin daha sonra düşüncesini değiştirmiş ve bunu ifade edememiş olması halinde, kişisel özgürlüğün sınırlanması sonucunu doğurur. Diğer taraftan hasta vasiyetini düzenleyen kişinin önceden aydınlatılması ve hasta vasiyetinin belirli hastalık durumu ve tedavilere ilişkin olması gereği, kanunen hasta vasiyetinin geçerlik şartı değildir. Bu durum da kişinin kendi geleceğini belirleme hakkını etkili kullanmasını engelleyebilir ve kişisel özgürlüğünü aşırı sınırlayabilir. Doktrinde bu meselelere ilişkin olarak çeşitli çözümler önerilmiştir. Buna göre özellikle hasta vasiyetindeki tıbbi kararların belirliliği ölçütü, bağlayıcı bir hasta vasiyetinin şartı olarak kanuna alınmalıdır ve hasta vasiyetini düzenli aralıklarla güncelleme yükümü getirilmelidir. Türk hukukunda hasta vasiyetine ilişkin olarak doğrudan kanuni bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak bu konuda bir hüküm içeren Biyotıp Sözleşmesi, Türkiye tarafından onaylanmıştır. Bu yönde 2014 yılında yapılan değişiklikle Hasta Hakları Yönetmeliğinde de düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemeler, tıbbi müdahale sırasında isteğini açıklayabilecek durumda bulunmayan bir hastanın, tıbbi müdahale ile ilgili olarak önceden açıkladığı isteklerinin, esasen, sadece göz önünde tutulmasını öngörmektedir. Hasta vasiyetinin bağlayıcılığı dolayısıyla kişisel özgürlüğün aşırı sınırlanması tehlikesi karşısında Türk hukukundaki yaklaşım, isabetli görünmektedir. Ancak kişinin hayat ve sağlık değerleri hakkında geleceğe ilişkin bir tasarruf olarak hasta vasiyetinin maddi ve şekli şartları, doğrudan bir kanunla belirlenmelidir. Bize göre böyle bir düzenlemenin ihtiyaç duyduğu tartışma ve değerlendirme sürecinde İsviçre Medeni Kanununun hasta vasiyeti kurumuna ilişkin görüş ve eleştirilerin de dikkate alınması, yararlı olurKeywords : Hasta vasiyeti, kendi geleceğini belirleme hakkı, aydınlatılmış rıza ilkesi, kişisel özgürlüğün aşırı sınırlanması, tıbbi müdahaleye rızanın belirliliği ilkesi