İflâs davasının hukukî mahiyeti
Authors : Mustafa S. ÖZBEK
Pages : 207-274
Doi:10.1501/Hukfak_0000001655
View : 11 | Download : 9
Publication Date : 2012-03-01
Article Type : Research Paper
Abstract :Tüm iflâs yollarına uygulanan iflâs hukuku hükümleri, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununda (İİK) düzenlenmiştir. İflâs takipleri, münferit alacaklının değil, grup olarak tüm alacaklıların tatmini üzerinde yoğunlaşır. İflâs talebinde bulunmak isteyen bir alacaklı, yetkili icra dairesine başvurmalıdır (İİK m. 154). İcra dairesi aracılığıyla borçluya, yazılı bir iflâs ödeme emri gönderilir. Bu iflâs ödeme emri, borçlunun yedi gün içinde borcunu ödemediği ve ödeme emrine itiraz etmediği takdirde, alacaklının ticaret mahkemesine müracaatla borçlunun iflâsını talep edebileceği ihtarını içerir (İİK m. 155). Borçlunun yedi gün içinde itirazlarını ileri sürmesinin ardından, borçlu aleyhinde yapılan iflâs takibi kendiliğinden durur. İflâs ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine alacaklı, iflâs ödeme emrinin borçluya tebliğinden ibaren bir yıl içinde, ticaret mahkemesinden borçlunun itirazının kaldırılmasını ve iflâsına karar verilmesini isteyebilir. İflâs ödeme emrine yedi gün içinde itiraz edilmezse, alacaklı ticaret mahkemesinden sadece borçlunun iflâsına karar verilmesini ister (İİK m. 156). İflâs davasında mahkeme, alacaklı ve borçluyu dinler ve alacağın varlığı hakkında genel hükümlere göre karar verir (İİK m. 158). İflâs talebi hâlinde mahkeme, ilk önce alacaklıların menfaati için zarurî gördüğü bütün muhafaza tedbirlerini emredebilir. Bu süreçte iflâs davası, bağımsız bir dava olmaktan ziyade, tüm iflâs takibinin bir paçasıdırKeywords : İcra ve İflâs Kanunu, iflâs davası, şirketlerin iflâs tasfiyesi, doğrudan iflâs yolu, takipli iflâs yolu