- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
- Volume:69 Issue:2
- ROMA HUKUKU VE TÜRK HUKUKUNDA TAŞINMAZ LEHİNE İRTİFAK HAKLARININ ÖZELLİKLERİ
ROMA HUKUKU VE TÜRK HUKUKUNDA TAŞINMAZ LEHİNE İRTİFAK HAKLARININ ÖZELLİKLERİ
Authors : Bahar ÖCAL APAYDIN
Pages : 617-663
Doi:10.33629/auhfd.848694
View : 13 | Download : 6
Publication Date : 2020-12-28
Article Type : Research Paper
Abstract :İsviçre ve Türk hukuk düzenlerinde taşınmaz lehine irtifak hakları, bir taşınmaz üzerinde kullanma yahut yararlanma sağlayan sınırlı ayni haklardandır. Taşınmaz lehine irtifak hakları Roma hukukunda eski çağlarda tarım toplumunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere ortaya çıkmış ve zamanla toplumun değişen ihtiyaçları doğrultusunda çeşitlenmiştir. Taşınmaz lehine irtifak haklarının özellikleri bakımından belirleyici olan ilke ve ölçütler ise Romalı hukukçular tarafından geliştirilmiştir. Bu ilke ve ölçütler şu şekilde sıralanabilir: Taşınmaz lehine irtifak hakkı bakımından benimsenen objektif yarar ölçütü; malikin kendisine ait taşınmaz üzerinde irtifak hakkı kuramaması; irtifak hakkının içeriğinin bir yapma ediminden oluşmaması ve taşınmaz lehine irtifak hakkının bölünememesi. İsviçre Medeni Kanunu’nun ve Türk Medeni Kanunu’nun taşınmaz lehine irtifak haklarına ilişkin hükümlerinin bazıları, bu ilke ve koşulların esas alındığı bir anlayışla düzenlenmiştir. Örneğin, taşınmaz lehine irtifak hakkının içeriğinin bir yapma ediminden oluşamayacağı ilkesi her iki hukuk düzeninde de benimsenmiş ve bu doğrultuda gerek İsviçre Medeni Kanunu’nda gerekse Türk Medeni Kanunu’nda hüküm sevk edilmiştir. Ne var ki, söz konusu kanunlaştırmalarda farklı bir anlayışı yansıtan hükümlerle karşılaşmak da mümkündür. Örneğin, İsviçre ve Türk hukuk düzenlerinde malik kendi taşınmazı üzerinde bir başka taşınmazı lehine irtifak hakkı tesis edebilir. Bu çalışmanın amacı, taşınmaz lehine irtifak haklarının özelliklerini İsviçre hukukunu da dikkate almak suretiyle, Roma hukuku ile Türk hukukunu karşılaştırarak incelemektir.Keywords : Taşınmaz lehine irtifak hakları, yarar ölçütü, nemini res sua servit, servitus in faciendo consistere nequit, servitutes dividi non possunt