- Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Volume:51 Issue:2
- Kur’an Kıraatinde Türklere Özgü Mahalli Okuyuş Sorunu
Kur’an Kıraatinde Türklere Özgü Mahalli Okuyuş Sorunu
Authors : Mehmet Akif KOÇ
Pages : 79-91
Doi:10.1501/Ilhfak_0000001035
View : 20 | Download : 7
Publication Date : 2010-08-01
Article Type : Research Paper
Abstract :Kur’an’ı evrensel kabul gören Arap tarzını umursamayarak mahalli Türk ağzıyla okuma konusundaki ısrar, Türkiye’nin diğer pek çok sorunuyla bağlantılı bir kısırdöngü haline gelmiştir. Evrensel değerlerden kaçarak bizim ve ülkemizin özel olduğunu öne sürmek, hayatın her alanına ilişkin mahalli bir duruş icat etmek eskiden bizi sadece yalnızlaştırıyordu. Ancak Dünya’nın bu kadar küçüldüğü ve küreselleşmenin sınır tanımadığı şimdilerde artık bizi komik duruma da düşürmektedir. Arapçanın fonetiği konusunda Araplara rağmen belirleyici olamayız. Yine apaçık bir Arapça ile vahyedilen Kur’an’ın nasıl okunacağını; tecvidi, ilgili sesleri ve ağız hareketlerini mevcut kitabiyattan öğrenebileceğimizi varsaymak doğru değildir. Ses kitaptan öğrenilemez. Ayrıca, ülkemizde itibar gören kıraat kitaplarının Arap âleminde bizden çok daha yaygın okutulduğu halde mahiyeti farklı iki okuyuş türünün zuhur ettiğini; belirleyicinin kitap değil, kitabı okutan hoca olduğunu neden görmezden geliyoruz? Aslında İslami ilimler içinde ses merkezli kıraat eğitiminin fem-i muhsin (uzman ağzı) aracılığıyla verilebileceğini hicri ilk asırlardan beri bilmekteyiz. Ancak bilmediğimiz fem-i muhsinin ana vasfıdır. Fem-i muhsin, kitaba dayalı geleneği devam ettirerek Kur’an kıraatine emek veren ya da onu öğretmeye ömrünü feda eden emektar bir hoca değil; gerekli eğitimi alarak doğru / otantik okuyuş melekesini kazanmış bir Arap ya da onu aratmayacak kadar ona benzeyen bir okuyuşun sahibidirKeywords : Fem i muhsin, kıraat, ıàlÊb, tecvid