- Artuklu İnsan ve Toplum Bilim Dergisi
- Volume:6 Issue:2
- Kişileştirme ve Didaktik Yaklaşım: "Gülün Romansı"
Kişileştirme ve Didaktik Yaklaşım: "Gülün Romansı"
Authors : Halit ALKAN
Pages : 32-53
Doi:10.46628/itbhssj.1023258
View : 10 | Download : 10
Publication Date : 2021-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Tanrı’ya duyulan aşk ilk aşktır ancak gerçekte ilk aşk tensel aşktır ve bu yolla Doğa, türlerin devamını sağlamaya çalışmaktadır. Hristiyanlığın ana öğretisi olan aşk teması Ortaçağ şiirlerinde önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada "Gülün Romansı" eseri kişileştirme geleneği ve didaktik yaklaşım açısından incelenecektir. Eser 1230 ve 1280 yıllarında iki ayrı şair tarafından kaleme alınmış Avrupa saraylı edebiyatının en özgün ve en lirik eseridir. Guillaume de Lorris aşk sanatını anlatmak için şiirinde bir gül bahçesinin ortasındaki nadide bir gülle vücut bulan sevgilisine kavuşmaya çalışan kahramanın sonsuz aşkını düşsel bir anlatı çerçevesinde resmetmiştir. Jean de Meun 17723 dizelik eklenti ile şiire bir devam bölümü ve bir son eklemiştir. Söz konusu eserde Guillaume de Lorris, aşık olan kişiye görme, konuşma, dokunma ve öpme aşamalarını yaşatıp aşığın yakınmalarıyla eser sona ererken Jean de Meun ise tensel birleşme olan son aşamayı yaşatır. Dış biçimi itibariyle tamamen Ortaçağ’a özgüdür; aşk ile ilgili duyguların kişileştirilmesi en uç noktasına kadar götürülmüştür. Bu kişileştirmeler olmaksızın akıl, ruhun hareketlerini anlayamazdı ve bunlar bilimsel bir psikoloji terminolojisi gibi kullanılmaktaydı. Bu eserde aşk, teoride saraylı ve soylu olarak kalmıştır. Saraylı aşk aldatıcıdır çünkü bayan güç ve kontrole sahipken erkek itaat edendir. Ancak, gül elde edildiğinde oyun sona erecektir. Bu esere ruhunu veren şey, Jean de Meun’de kadının zayıflığının gaddarca küçümsenmesi olup bunun kökeni de bu aşkın tensel olma karakterinin içinde yer almaktadır.Keywords : Saraylı Aşk, Kişileştirme, Guillaume de Lorris, Jean de Meun, Gülün Romansı