- Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi
- Issue:16
- ZWEI TÜRKISCHE FIGUREN SELIM UND MESUT IN STEN NADOLNYS ROMAN SELIM UND DIE GABE DER REDE
ZWEI TÜRKISCHE FIGUREN SELIM UND MESUT IN STEN NADOLNYS ROMAN SELIM UND DIE GABE DER REDE
Authors : Turgut GÖĞEBAKAN
Pages : 0-0
View : 18 | Download : 15
Publication Date : 2010-02-24
Article Type : Research Paper
Abstract :Sten Nadolny'nin Selim ya da Konuşma Yetene~i Adlı Romanında ki Türk Figürü: Selim ve Mesut. Türk-Alman ilişkilerinin uzun bir geçmişi vardır. Federal Almanya Cumhuriyeti'nin konuk işçi kabul etmeye başladıgı 60'lı yınarda Türkler bu ülkeye akın edince, iki ülke arasındaki ilişkiler degişik bir görünüm kazanır. Önceleri her şey yolunda giderken, dünyanın ve dogal olarak Federal Almanya Cumhuriyeti'nin ekonomik koşulları bozulmaya YUZ tutunca, Almanya'daki Türk işçileri giderek artan bir yabancı düşmanlı~ı olgusuyla karşı karşıya gelir. Yabancı düşmanlı~ı olgusunun arkasında kuşkusuz yalnızca olumsuz ekonomik koşunar değil, birbirini yeterince tanımamaktan kaynaklanan yanlış-ve önyargılar da vardır. Alman kamuoyunda oluşan olumsuz Türk imajı ve Türklerle ilgili yanlış yargılar yazınsal yapıtlara da yansımıştır. Ancak zaman zaman Türklerin olumlu yansıtıldığı yapıtlar da yazın dünyasının gündemine gelmektedir. Sten Nadolny'nin Selim oder die Gabe der Rede adlı romanı, Türklerin olumlu bir görüntü çizdi~i yapıtlara iyi bir örnek olarak gösterilebilir. Roman, Selim ya da Konuşma Yeteneği adıyla Türkçe'ye de çevrilmiştir. Selim oder die Gabe der Rede, Türklerin 60'lı yınarda başlayan ve 90'lı yınarın başına kadar olan Almanya öyküsünü konu edinir. Nadolny, yapıtta Türk ve Almanların birbirleriyle ilgili yanlış yargılarını nesnel bir biçimde bir roman kurgusu içerisinde sorgulamayı dener. Romanın en önemli niteliklerinden birisi, başkişinin bir Türk oluşudur. Selim Almanya'ya büyük ümitlerle gelen bir Türk konuk işçidir. Türkiye'de sportif açıdan büyük geleceği olan şampiyon bir güreşçi olmasına ra~en, Almanya'da sıradan bir konuk işçi olmayı yeglemiştir. Doguştan bir konuşmacı olması, başka bir deyişle, herkesi etkileyen bir konuşma yeteneğine sahip olması nedeniyle, romanın ikinci başkişisi ve aynı zamanda anlatıcısı olan Aleksander'in dikkatini çeker. Aleksander'in en büyük amacı iyi bir konuşmacı olmaktır ve konuşma yetenegine hayran kaldıgı Selim' i kendisine örnek almaktadır. Aleksander'in, yani bir Alman figürün Selim'e öykümnesi, Alman yazın eleştirmenlerinin yapıta olumsuz yaklaşmasına neden olmuştur. Eleştirmenlerin bu olumsuz yaklaşımı hem olumsuz Türk imajının ne denli yerleşik olduğunu hem de yapıttaki olumlu Türk imajının boyutlarını ortaya koyması açısından önemlidir. Selim, roman kurgusu içerisinde, güçlü, cesur ve yardımsever bir tip olarak ön plana çıkarılır. Onun yer aldıgı kesitlerde olumlu bir anlatım tutumu belirgin bir biçimde kendisini hissettirir. Romandaki önemli Türk figürlerden birisi de Mesut'tur. Kurnaz, bencil, kötü niyetli ve hedefine ulaşmak için her yolu deneyebilecek bir yapıya sahiptir. Onun yer aldıgı kesitlerde ise oldukça olumsuz bir anlatım tutumu saptanabilir. Mesut bir anlamda Selim'in karşıt tipi olarak degerlendirilebilir. Nadolny, romanda Selim'i iyi, Mesut'u kötü Türk tipi olarak karşı karşıya getirir. Bu karşı karşıya getirme aslında yazarın bilinçli bir seçimidir. Nadolny bu sayede yapıtına nesnellik kazandırmayı başarır ve verdiği mesajların okuyucuda daha etkili olmasını sağlar. Sonuç olarak, Selim ader die Gabe der Rede adlı roman, Türk ve Almanların daha barışçıl ve önyargısız bir ortamda birlikte yaşamasına önemli katkılar sağlayan ender yapıtlardan biri olarak nitelendirilebilir.Keywords :