- Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi
- Volume:11 Issue:1
- YAHÛDİLİKTEKİ SEÇİLMİŞLİK İNANCININ AHMESÎLİK’E ETKİSİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
YAHÛDİLİKTEKİ SEÇİLMİŞLİK İNANCININ AHMESÎLİK’E ETKİSİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Authors : Yaşar Üner
Pages : 326-339
View : 21 | Download : 18
Publication Date : 2024-02-01
Article Type : Research Paper
Abstract :İslam öncesi dönemde Hicaz Araplarının din anlayışlarını ifade eden en temel kavram Ahmesîliktir. Buna göre Mekkeliler (Kureyş), kendilerini Hums; Mekke’ye haccetmeye gelen diğer Arapları ise Hille olarak adlandırmışlar ve kendilerinin üstün ve ayrıcalıklı bir konumunu tahkim eden Hac menâsikinin icra edilmesine büyük önem vermişlerdir. Önceleri kültürel üstünlük Yemen Araplarındayken, Kâbe’yi yıkmayı hedefleyen Ebrehe’nin ve ordusunun mucizevi bir şekilde bozguna uğraması sonrasında bu durum tersine dönmüştür. Yaklaşık yarım asır boyunca Hıristiyanlık propagandasına maruz kalan Yemenliler, onların Hıristiyan Habeş yönetiminin hegemonyasından kurtulmalarına vesile olan Kâbe’nin rabbine rağbet etmeye başlamışlardır. Mekkeliler ise kültürel olarak kendilerinden üstün durumda olan Yemenlilerin Mekke’de hâkim unsur olma ve dolayısıyla asimilasyona uğrama tehlikesine karşı bir takım tedbirler geliştirmişlerdir. Humsların hilleler karşısında bariz üstünlüklerini / seçkinliklerini ifade eden çeşitli dinî kurallar koyarak Yemenlilerin Mekke’de olabildiğince az kalmalarını sağlamaya çalışmışlardır. Yahûdiler, seçilmiş millet oldukları vurgulanırcasına en güçsüz oldukları zamanda Tanrı’nın yardımıyla Mısır’dan kurtulmuşlar, kültürel ve dinî asimilasyonu önlemek adına kendilerini diğer milletlerden ayrıcalıklı ve üstün görmüşler ve saf din ve saf nesep hedefi doğrultusunda dinî kurallar ihdas etmişlerdir. Mekkelilerin de başlarından Yahûdilerin yaşadıklarına benzer bir olay geçmiş ve onlar da asimilasyonu önlemek adına çeşitli dinî kurallar koymuşlardır. Nitekim Ebâbil kuşları Mekkelilerin yardımına en güçsüz oldukları bir vakitte gelmiş, hillelerden üstünlüklerini tahkim etmek için onlara Kâbe’yi çıplak tavaf etmeye kadar varan kurallar koymuşlar ve neseple ilgili olarak humslu ile hillenin evliliğinden doğan çocuğun humslu sayılması şartını getirmişlerdir. Mekkelilerin tüm bunları gerçekleştirirken dayanak noktalarının, soylarını ve dinlerini Hz. İbrahim’e dayandırıyor olmaları, uyguladıkları bu stratejinin orijinal olmadığına işaret etmektedir. Tüm bu zihnî ve tatbikî benzerlikler göz önünde bulundurulduğunda Mekke müşriklerinin Yahûdilikteki "Seçilmişlik” inancından etkilendikleri ve bahse konu uygulamaların bu etkinin bir tezahürü olduğunu söylemek mümkün görünebilmektedir.Keywords : Hz İbrahim, Seçilmişlik inancı, Hac, Ahmesîlik, Hums, Hille