- Bilimname
- Issue:47
- Secâvendî’nin ‘İlelü’l-Vukûf Adlı Eserindeki “Kad Kīle (قد قيل)”nin Kullanımı Üzerine Bir Tahlil...
Secâvendî’nin ‘İlelü’l-Vukûf Adlı Eserindeki “Kad Kīle (قد قيل)”nin Kullanımı Üzerine Bir Tahlil
Authors : Mustafa KARAGÖZ
Pages : 145-182
Doi:10.28949/bilimname.1080596
View : 12 | Download : 8
Publication Date : 2022-04-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Bilindiği üzere, Secâvendî vakfı; lâzım insert ignore into journalissuearticles values( م );, mutlak insert ignore into journalissuearticles values( ط );, caiz insert ignore into journalissuearticles values( ج );, mücevvez li-vechin insert ignore into journalissuearticles values( ز );, murahhas zarureten insert ignore into journalissuearticles values( ص ); ve gayr-ı câiz insert ignore into journalissuearticles values( لا ); olmak üzere altı kategoriye ayırmış ve bu kategorileri parantez arasında belirttiğimiz harflerden belirlediği sembollerle göstermiştir. Türkiye’deki mushaflarda Secâvendî’nin sistemi tercih edilmiş olmasına rağmen, onun sisteminde bulunmayan kimi rumuzlar da kullanılmıştır. Bu rumuzlardan birisi de “ق” harfidir. Türkiye’deki matbu Mushaflarda bulunan “ق” harfinin, genellikle, Secâvendî’nin eserinde “قد قيل” formunun geçtiği yerlere tekabül ettiği bilinmektedir. Oysa Secâvendî “قد قيل” formunu kullandığı yerlerde genelde herhangi bir rumuz belirtmemiş ve buralarda çoğunlukla durak yeri bulunmamasından yana görüş bildirmiştir. Buna rağmen, bu yerlerin ülkemizdeki Mushaflarda genelde “ق” rumuzuyla/durağıyla gösterilmiş olması meseleyi önemli kılmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili tanımlarda “ق” alametinin, vasletmenin daha uygun olduğu yerleri gösterdiği belirtilmişse de uygulamada buna riayet edilmediği ve Kur’an’ın ezberlenmesi ve kıraati esnasında “ق” harfiyle gösterilen yerlerin bir kısmında genelde durulduğu insert ignore into journalissuearticles values(vakf yapıldığı); görülmektedir. Bu ise kimi durumlarda ilgili ayetlerin manasına etki etmektedir. İlaveten, “قد قيل” formunu kullandığı halde Secâvendî’nin vakf yapmayı tercih ettiği, buna mukabil, Mushaflarda yine “ق” ile gösterilen yerler de bulunmaktadır. Bu durumda “ق rumuzunun vasletmenin daha uygun olduğu yerleri gösterdiği” yönündeki kanaat ve tarifler realiteyi tam olarak yansıtmamaktadır. Bu tespitten hareketle kaleme alınan bu çalışmada “قد قيل” formunun tahlilinin yapılması amaçlanmaktadır. Çalışmadaki tahlil ve değerlendirmeler, makalenin hacmi doğrultusunda seçtiğimiz üç ayet bağlamında gerçekleştirilecektir.Keywords : Tefsir, Secâvendî, İlelül Vukûf, vakf ve ibtidâ, kad kīle