Çanakkale’de Lâle Devri Yapıları
Authors : Ali Osman UYSAL
Pages : 51-120
Doi:10.17518/canakkalearastirmalari.888448
View : 13 | Download : 6
Publication Date : 2021-04-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Özet: Osmanlı sanatında Geç Klasik dönemin sonlarında, sosyo-kültürel çalkantı ve değişim sancılarının içinde doğan “Lâle Devri” üslûbu mimaride de karşılığını bulmuştur. Dönemsel bakımdan, kabaca Sultan III. Ahmed’in insert ignore into journalissuearticles values(M.1703-1730); saltanat yıllarıyla ilişkilendirilen Lâle Devri mimarlığında; özellikle Fransa üzerinden gelen Batı etkileri de hissedilmeye başlanır. Bu dönem Osmanlıların Batı’ya açılma çabalarının somutlaştığı bir süreci tanımlar. Dönemi simgeleyen şahsiyetlerin arasında sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Yirmisekiz Mehmed Çelebi, İbrahim Müteferrika, nakkaş Levnî, şair Seyyid Vehbî ve şair Nedim gibi yönetici ve sanatçılar ön plana çıkarlar. Başta lâle olmak üzere gül, sümbül, nergis ve diğer çiçeklere düşkünlüğün zirve yaptığı dönemde, Kağıthâne ve diğer yerlere inşa edilen saray ve köşklerin bahçeleri çok çeşitli çiçeklerle süslenmiş; aynı çiçekler mimari bezemede de yerlerini almışlardır. Daha çok başkent İstanbul’daki eserlerle tanınan Lâle devri mimarlığının taşra örnekleri –Nevşehir’deki Damat İbrahim Paşa külliyesinin dışında- pek ilgi çekmemiştir. Son zamanlarda yapılan araştırma ve yayınlar, İstanbul örnekleri kadar görkemli olmasalar da; bu dönemde taşrada inşa edilen binalarda başkentteki modanın izlenmeye çalışıldığını göstermektedir. Aynı eğilim Çanakkale ilindeki Lâle Devri yapılarında da gözlenmektedir. Bu dönemde Çanakkale ilinde inşa edilen eserler: Lapseki-Umurbey’de Hacı Süleyman Çeşmesi insert ignore into journalissuearticles values(M.1718-1719);, Gelibolu Telli Çeşme insert ignore into journalissuearticles values(M.1725-1726);, ve Babakale yapılarıdır insert ignore into journalissuearticles values(Hırzü’l-bahr Kalesi, ulu câmi, çifte hamam ve çeşmeler);. Gelibolu’daki Hançerli Çeşme bu dönemde tamir edilmiştir. Babakale Ahmed Ağa Çeşmesi insert ignore into journalissuearticles values(M.1739);, Bayramiç’teki Dede Çeşmesi insert ignore into journalissuearticles values(M.1739); ve Bayramiç Çarşı Hamamı insert ignore into journalissuearticles values(Çifte Hamam); insert ignore into journalissuearticles values(H.1155/M.1742);, aynı üslûbun geç yansımaları olarak görülebilirler. Bu arada kronolojik ve üslûp açılarından tartışmalı olan Bayramiç Çarşı Camii, Bozcaada Alaybey Camii, Kilitbahir-Havuzlar mevkiindeki kitabesiz çeşme ile Babakale Hanım Çeşmesi, Babakale Yukarı Çeşme, Umurbey Kadı ve Kavga çeşmeleri makaleye dahil edilmemişlerdir. Söz konusu yapılar 2005 yılından beri yapmakta olduğumuz yüzey araştırmalarında etraflıca incelenmişlerdir. Bunlardan Umurbey Hacı Süleyman Çeşmesi’nin sadece kitâbesi mevcuttur. Çeşme muhtemelen 20. yüzyıl başlarında yıkılmıştır. Gelibolu Telli Çeşme İbrahim Paşa’nın damadı Kaymak Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kaymak Mustafa Paşa’nın bu bölgedeki asıl imar faaliyeti, Baba burnu üzerinde yaptırdığı Hırzü’l-bahr Kalesi ve kurduğu kasabadır. Kale içinde hamam ve mescit de yaptıran Mustafa Paşa; sahilde ve kasaba içinde çeşmeler yaptırmış; bir ulu cami ve çifte hamam inşa ettirmiştir. Sahildeki çeşme; hazneli mimarisiyle dönemin meydan çeşmelerinin mütevâzi bir temsilcisidir. Meydanın güneyindeki çeşme de aynı tarzdadır. Fakat iki cephesi, sonradan yapılan binalar tarafından kapatılmıştır. Ulu Cami, ahşap direkli ve tavanlı mimarisiyle; kökeni Selçuklu devrine kadar inen bir geleneğin uzantısıdır. Fakat ahşaplar üzerinde herhangi bir boyalı bezemeye sahip değildir. Çifte hamam, halvetsiz sıcaklık düzeniyle ve graffitileriyle ilgi çeker. Kale, 18. yüzyıldaki silah ve savunma teknolojisindeki değişime uygun bir mimariyi yansıtır. Ortaçağ kaleleri gibi yüksek duvarlara sahip değildir. Belli bir noktayı savunma amacına uygun yapılmıştır. Kale ve caminin kitâbeleri şair Seyyid Vehbî tarafından yazılmıştır. Bayramiç’teki çifte hamam da halvetsiz tiptedir. Yapının soyunmalık ve ılıklık kısımları yıkılmıştır. Sıcaklık kubbelerinde sıva üzerine baskı tekniğiyle yapılmış rozetler göze çarpar. Bugün Hâdimoğlu Konağı’nda korunan mermer kitâbe bu yapıya ait olmalıdır. Söz konusu kitâbenin hamam ile ilişkisi ilk kez tarafımızdan ileri sürülmüştür. Bu yapılarda özellikle mimarî bezeme açısından dönemin sanat anlayışının izlendiği dikkati çeker. Bilhassa Babakale Yalı Çeşmesi, Gelibolu Telli Çeşme, Gelibolu Hançerli Çeşme ve Bayramiç Dede Çeşmesi’nin cephelerinde mermer üzerine işlenen motif ve kompozisyonlar, Lâle devri üslûbunu yansıtırlar. Bununla birlikte Bayramiç Dede Çeşmesi ve Bayramiç Çarşı Hamamı ile Babakale Ahmed Ağa ve Biga Mustafa çeşmelerini Post-Lâle devri örnekleri olarak görmek gerekir.Keywords : Lale devri, çeşme, hamam, Babakale, Kaymak Mustafa Paşa