- Felsefe Dünyası
- Issue:63
- MİMARLIK FENOMENOLOJİSİ VE MEKAN KAVRAMI ÜZERİNE FENOMENOLOJİK-HERMENEUTİK BİR İNCELEME: HEİDEGGER M...
MİMARLIK FENOMENOLOJİSİ VE MEKAN KAVRAMI ÜZERİNE FENOMENOLOJİK-HERMENEUTİK BİR İNCELEME: HEİDEGGER MİMARLARA NE DER?
Authors : Emir ÜLGER
Pages : 116-154
View : 8 | Download : 17
Publication Date : 2016-07-15
Article Type : Research Paper
Abstract :Heidegger, “İnşa etmek, İskan etmek, Düşünmek” adlı metninde genel olarak inşa ve iskân etmenin doğasını, bu eylemlerin dasein ile olan ilişkisini, mekân ve yer kavramlarının fenomenolojik-hermeneutik ve varoluşçu bir düzlemde “mimarlık ve dasein” özelinde tartışmaya açar. Heidegger bu incelemesinde özel olarak inşa eyleminin doğası ve kökenine; iskânın, inşa ile olan bağlantısına; düşünme ve mimari yapının, “yermekân ve dasein” ile olan fenomenolojik ilişkisini değinir. Heidegger’in mimarlığa yaklaşımı fenomenoloji ve ontoloji düzleminde gerçekleşir. Çağdaşı pek çok kuramcıdan farklı bir şekilde mimarlık ve mekân kavramlarına yaklaşan Heidegger, mimarlığın, unutulmuş olan köklerine, Grek mimari geleneğinin “yaşamsal ve sanatsal özüne” kuram ve eylem birliği olarak geri dönüşü içerir. Bu yaklaşım, Heidegger’in eklemeleriyle yeni bir mimari kuramsal yaklaşımın temellerini de oluşturur. “Varoluşçu mimari, yaşanmışlığın mimarisi, mimari fenomenoloji, mekân deneyiminin dasein ile olan ilişkiselliği ve bunun fenomenolojik-hermeneutik analizi” gibi kavram ve kuramsal yaklaşımlar ilk kez Heidegger’in tartışmalarıyla başlar. Heidegger “inşa ve iskân” eylemlerini, “mimarlık ve mekân” kavramlarıyla bağlantılı olarak ele alıp incelemeye başladığında, insanların, çevrelerindeki şeyleri nasıl kavradıkları noktasında, şeylerle ilişkili olarak yeni bir mekân ve mimarlık kavrayışına ulaşır. Heidegger, dasien’ın, “dünya içinde olma” durumuna bağlı olarak mekân ve yerleştirme eylemlerinin özünü düşünmeye başladığında karşısına “yer oluşumlarının fenomenolojik ve varoluşçu öğeleriyle” birlikte modern insanın yerleşme-iskân ya da kendisini bir yere ait hissedememe duygusunun temel belirleyicileri de çıkmaktadır. Bunun yanı sıra geleneksel, akılcı ve teknokratik mimari geleneğin yarattığı süreç dasien’ın bütün “yerleşme-yerleştirme” deneyimlerini sarsan, hatta kökenden kopartan, nihilist bir durumu da gözler önüne sermektedir. Modern mimarlık, bireyin geleneksel olarak bir yere yerleşmesini ve o yerle yaşamsal-fenomenolojik bağ kurmasını engelleyen, hatta kendi yerleştirdiğinin dışındakini örten ve gizleyen metafizik bir uygulamaya dönüşmüştür. Modern mimarlığın baskıcı ve kendi yerleştirdiğinin dışındakini örten tavrından uzaklaşmasında Heidegger’in önemli bir etkisi olmuştur. Ayrıca Heidegger’in “mimarlık-mekân-konut ve barınma” kavramların özüne ulaşma çabasının altında ontolojik olarak insanın yersiz yurtsuzluğu ve “ölüme doğru varlık” olan “dasein’ın” hiçliği kavrayışının yeni bir imkanıyla daha karşılaşılmaktadır.Keywords : Heidegger, mimarlık ve kuram, mimarlık fenomenolojisi, mekan felsefesi, varoluşçu mimari