- Felsefe Dünyası
- Issue:65
- MOUFFE`NİN RADİKAL DEMOKRASİ DÜŞÜNCESİ ÇOĞULCULUĞUN BİR İMKANI OLABİLİR Mİ?
MOUFFE`NİN RADİKAL DEMOKRASİ DÜŞÜNCESİ ÇOĞULCULUĞUN BİR İMKANI OLABİLİR Mİ?
Authors : Selçuk ERİNCİK
Pages : 103-133
View : 12 | Download : 15
Publication Date : 2017-07-15
Article Type : Research Paper
Abstract :Liberal demokrasinin tarihin sonu olduğu iddiasına, son zamanlarda din, dil, kültür, kimlik ve tanınma politikaları alanlarındaki gelişmeler tarafından meydan okunmaktadır. Dolayısıyla bazı seçkin düşünürler, geleneksel liberal yaklaşımların postmodern çoğulculukla başa çıkamadığı için, liberal demokrasiyi yeni koşullara cevap verebilir hale getirmek gerektiğini savunmaya başladılar. İşte Mouffe, liberalizmin farklılıkları yutan rasyonel bir mutabakat öngören evrenselci tutumuna karşı olan radikal bir demokrasi düşüncesi sunmuştur. Ona göre, biz onlar gibi kategoriler aşılmazlar. Farklılık ve çatışma siyasetin özündedir. Etik ve politik olan arasındaki uzlaşmazlık demokratik bir paradokstur. Düşünürün tezi, farklılıkların görmezden gelinmesinin’ düşmanlar’ arası kontrol edilemez bir herkesin herkese karşı savaşına yol açmasındansa, farklılıkların kabul edilerek ‘rakipler’ arası bir çekişmeyi başarmanın daha makul olduğudur. Bu şekilde katlanılabilir ihtilaflar halinde demokratik toplumların enerjisini sürdürmesi sağlanacak ve bu enerjinin farklılıkların baskılanması dolayısıyla beklenmedik biçimlerde patlamasına engel olunacaktır. O, egemen siyaseti bu hususta başarısız olduğu için kusurlu görür ve anti-özcülük, anti-temelcilik, perspektivizim, anlamın ötelenmesi, yapı-bozum, aşkın meşruıyet kaynaklarının yokluğu, farkın giderilmezliği vb. gibi postyapısalcı ve postmodern kavramları kullanarak kuramını geliştirir. Biz Mouffe’ün postyapısalcı ve postmodern ‘temellerini’ inceleyip, kuramının geç kapitalizmin mantığı içinde yüceltilen farklılıklara/ötekine/çoğulculuğa çözüm çabalarının beyhude olduğunu savunacağız. Kanımızca çözüm yanlış yerde, mağaranın içinde aranmaktadır. Daha da sorunlu olan, bu arayışın mağarada olduğumuz gerçeğini, ‘özgürlük, çoğulculuk, hakikat karşıtlığı, öz karşıtlığı’ gibi doxalarla unutturmasıdır. Bizlere göre akışkan hakikat saplantısının farklılıkları bir arada tutan pozitif bir işlevi yoktur.Keywords : Antagonizma, Siyasal, Agonizm, Postmodernizm, Çoğulculuk