AKLÎ VE TABÎ YAKÎNLER VE MUCİZELERİN RASYONELLİĞİ ÜZERİNE
Authors : Necati Demir
Pages : 261-304
Doi:10.58634/felsefedunyasi.1395831
View : 117 | Download : 112
Publication Date : 2023-12-15
Article Type : Research Paper
Abstract :Olağanüstü, nadir olarak yaşanan, ender olarak görülen bir olaydan söz edildiğinde düşünülmeden, irdelenmeden hemen akla, bilime aykırı, saçma olduğu söylenir. Öncelikle, "akla aykırılık”, "yanlışlık” "çelişiklik”, "karşıtlık” ya da "akla uygunluk”, "geçerlilik”, "tutarlılık” ve "doğruluk” kavramları nedir ne değildir diye bunların rasyonel ve mantıksal çözümlemesini yapmak gerekir. Ancak Batı’da Orta Çağ boyunca bu yapılmayıp doğal olayların doğal apaçıklıkların ışığında değil de Kilisenin Dogmalarıyla yapılınca salt kuruma ve dogmalara yönelmesi gereken tepki genelde dini ve manevi alanları da içine alan bir ölçüsüzlüğe evrilmesi sonucunu doğurmuştur. Mucizeler, maddeci ve seküler kesimlerce Tanrısal düşüncenin akla aykırı, saçmalıklarla dolu olduğuna ilişkin söylentiler olduğu için inanılmaması gereken, bazı dindarlara göre ise, aklı hayrete düşürecek denli olağanüstü olduklarından Tanrı’nın varlığının güçlü işaretleri olduğu için inanılması gereken hadiselerdir. Aslında her iki kesim de mucizelerin akla aykırı olduğu noktasında hemfikirdir. Aralarındaki fark ideolojik karşıtlığa dayandığı görülür. Mucizeler, en genel bir tanımla Peygamberlerin davalarının doğruluğunu kanıtlamak için Tanrı’nın izniyle gerçekleştirdikleri söylenen olağanüstü hadiselerdir. Biz, soruna açıklık getirebilmek için önce "akıl”, "akla uygunluk”, "akıldışılık” nedir, sorularının cevabını arayarak, sonra da genelde olağan dışı, özelde de mucize kavramının akla aykırı olup olmadığını irdeleyeceğiz.Keywords : Mucize, aklî ve tabî açıklık, akıldışı