- Kader
- Volume:19 Issue:3 Special Issue
- Kant, Bergson, and Iqbal on the Concept of Time and its Effect on Iqbal’s Reconstruction of Freewill...
Kant, Bergson, and Iqbal on the Concept of Time and its Effect on Iqbal’s Reconstruction of Freewill
Authors : Baki KARAKAYA, Asiye Şefika Sümeyye KAPUSUZ
Pages : 914-937
Doi:10.18317/kaderdergi.995664
View : 8 | Download : 5
Publication Date : 2021-12-31
Article Type : Research Paper
Abstract :Felsefe, kümülatif yapısı ile ele alınmalıdır. Bu yüzden, bir filozofun düşünceleri anlaşılmak istendiğinde, o kendi çağındaki mevcut ve geçmiş teorilerden soyutlanmamalı ve bu kümülatif ve devamlılık arz eden yapı dikkate alınarak incelenmelidir. Bu bağlamda, Kant, Bergson ve İkbal’in zaman anlayışları, bazı uyumsuz noktalara sahip gibi anlaşılabilseler de, dikkatle incelendiğinde birbirleri arasında bir devamlılığın bulunduğu göze çarpar. Kant’ın zaman anlayışı, Kritik öncesi ve Kritik dönemi olmak üzere iki dönemde incelenebilir. Kritik öncesi döneminde Kant, zamanın insan zihninin dışında kendinde bir gerçekliğe ve varlığa sahip olduğunu kabul eder. Fakat Kant, zamanı bütün duyuları önceleyen bir görü olarak anlamasının tohumlarını da hala Kritik öncesi dönemde iken eker. Bu doğrultuda, onun odağı özneyi merkeze alan bir tutuma doğru ilerler görünür. Kritik döneminde özne merkezci konumu daha da belirginleşir ve Kant, zamanın bütün dışsallıkları öncelediğini iddia eder. Ona göre zaman, duyulur bir görü olarak, eşyayı zihnin algılayabilmesi için eşzamanlılık ve ardışıklık içinde konumlandırır. Diğer taraftan Bergson, Kant’ı pek çok açıdan eleştirmekle beraber onun düşüncelerinden açık bir şekilde faydalanır. Bergson’un zaman anlayışı iki bileşenden oluşur: Salt süre ve homojen zaman. Salt süre, özne-merkezci olması bakımından üzerinde Kant’ın düşünce pratiğinin etkisinin görünür olduğu bir kavramsallaştırmadır. Bu, her bir bilincin, kişinin geçmiş ve şimdisini bir bütünde birleştirerek bireysel olarak sahip olduğu ve özünde heterojen, sırasız bir şekilde ardışık ve bölünemez zamandır. Homojen zaman ise sıralı ve eşzamanlı olması bakımından köklerini yine Kant’ta bulur. Homojen zaman, salt sürelerin uyum içinde çalışmasını sağlayan, bireyler için ortak zemini teşkil eden zamandır. Bu iki filozofun düşünceleri doğrultusunda İkbal’in zaman teorisi incelendiğinde, onun hem duyulabilir görünün bir formu olan Kant’ın zamanından hem de Bergson’un salt süresinden faydalandığı ortaya çıkar. İkbal, bu iki zaman anlayışını kullanarak İslam düşüncesinde İlahi Zaman’ı ve dolayısıyla da özgür iradeyi yeniden inşa eder. Salt süre ve yaratıcılık açısından, evrene yönelik mekanik bir anlayış Bergson ve İkbal tarafından reddedilir. Böylece İkbal, özgür iradenin Tanrı’nın salt süresi, yani İlahi Zaman, aracılığı ile yayılmasına ve tüm benliklere ait salt sürelere nüfuz etmesine izin verir. Biz, bu makale aracılığı ile, İkbal’in salt süre mefhumunu ve Tanrı’ya ait salt süre olarak İlahi Zaman’ı kullanarak özgür irade anlayışını yeniden inşa etmesinin köklerine gitmek niyetindeyiz.Keywords : Kelam, Felsefe, Zaman, Süre, İkbal, Bergson, Kant