- Milli Folklor
- Volume:17 Issue:133
- EDİRNE HIDIRLIK TEPESİ [HIZIR MAKAMI]: SENKRETİK BİR KÜLT MERKEZİ’NİN OLUŞUMU VE ORTADAN KALDIRILMAS...
EDİRNE HIDIRLIK TEPESİ [HIZIR MAKAMI]: SENKRETİK BİR KÜLT MERKEZİ’NİN OLUŞUMU VE ORTADAN KALDIRILMASI
Authors : Mustafa Çağhan KESKİN, Mustafa Kaan SAĞ
Pages : 222-233
View : 8 | Download : 4
Publication Date : 2022-03-22
Article Type : Research Paper
Abstract :Edirne’de iki bin yılı aşkın tarihi olan bir tümülüsün üzerinde Hıristiyanlık döneminde gelişen Aya Yorgos/Aziz Georgios kültü, Osmanlı hâkimiyeti sonrasında Hızır-İlyas inanışı ile özleşerek yerini bu külte bırakmıştır. Bu yükselti, Hızır’ın üzerinde belirdiği, ibadet ettiği ve onunla ilgili motifler barından çeşitli kerametlere sahne olduğuna inanıldığı için Hızır Makamı/Hıdırlık adını almıştır. Bu sinkretik kültün oluşumuna ilişkin zaman içinde çeşitlenen fantastik rivayetler ortaya çıkmıştır. Halk arasında dillendirilen rivayetler ve tarihi kaynaklar, Hıdırlık kült merkezindeki yoğunluklu Osmanlı yapılaşmasının özellikle XV. yüzyılın ilk yarısında gerçekleştiğine işaret eder. XVI. yüzyılda gelişimini sürdüren kült merkezinin tekkeler, türbeler ve müştemilattan oluştuğu; kalabalık bir Bektaşî derviş nüfusunu barındırdığı anlaşılmaktadır. Dönem kaynakları, Hıdırlık’ın XVII. yüzyılda iki kez yıkıma uğradığını söylemektedir. İlk yıkım, burada işlenen kötülüklere ilişkin şikâyetler üzerine 1642 yılında Sultan I. İbrahim döneminde; diğeri ise, yıkımdan sonra bir kısmı atıl durumda kaldığı anlaşılan bu ferah yükselti üzerine bir kasır inşa edilmesine karar verildiğinde 1660lı yıllarda, Sultan IV. Mehmed döneminde gerçekleşmiştir. Kısmi olduğu anlaşılan ilk yıkımda burada ikamet eden dervişlerin çoğu Hıdırlık’ı terk etmiş, kült merkezi eski yoğunluğunu yitirmiştir. İkinci yıkımda, ayakta kalmış olduğu anlaşılan türbe ve kabirler dümdüz edilmiş, buraya XIX. yüzyıla kadar varlığını sürdüren geniş bahçeli bir kasır inşa edilmiştir. Kasrın inşasıyla birlikte, Hıdırlık’ta yalnızca Hızır Makamı’nı barındıran bir tekke ile iki türbe ayakta kalmıştır. Kasrın inşası, kült merkezini devlet denetimine sokarken, varlığını sürdürebilen tek tekke XVIII. yüzyılın ilk yarısında ortadan kalkmıştır. XIX. yüzyıl sonlarında, Edirne’yi savunmak üzere inşa edilen tabyalardan en büyüğü olan Hıdırlık Tabyası’nın inşa edilmesiyle birlikte kült merkezinden geriye Hıdır Dede Türbesi dışında hiçbir iz kalmamıştır. Türbe, Balkan Savaşları sırasında Edirneli Rumlar eliyle yıkılmış, günümüze yalnızca Hıdır Dede’nin kabri ulaşabilmiştir. Kült merkezinin ortadan kalkması, XVII. yüzyılın ilk yarısından itibaren saray çevrelerinde taraftar bulan bir fakihler oluşumu olarak tasavvufi yaklaşımlara tümüyle karşı çıkan Kadızâdeliler hareketi ile ilişkili görünmektedir. Tekkelerin yıkılmasını, türbe ve kabir ziyaretlerinin yasaklanmasını isteyen, hatta çeşitli tekke ve türbelerin ortadan kaldırılmasına neden olan Kadızâdeliler hareketinin tasavvuf ehliyle çeliştiği temel konulardan biri de Hızır’ın doğası ile ilgilidir. Kadızâdeliler, Hızır’ın ölmüş olduğunu savunurken, tasavvuf ehli Hızır’ın hayatta olduğuna inanır. Hızır kültü çevresinde meydana gelen Hıdırlık, Hızır’ın hayatta olduğuna inanılan bir oluşum olması bakımından teorik, tekke ritüelleri ve türbe/kabir ziyaretlerine sahne olması bakımından ise pratik anlamda Kadızâdeliler’in tüm görüşlerine aykırı bir yapılanmadır. XVII. yüzyılda Hıdırlık’ta gerçekleşen ve kült merkezinin zamanla ortadan kalkmasına neden olan yıkımların sebebi Kadızâdelilerin telkin ve tazyikidir. Bu makale, Edirne’de duaların kabul olduğu dört kutsal alandan biri olduğuna inanılan Hıdırlık’ın bir kült merkezi olarak şekillenmesine ve ortadan kalkmasına ilişkin bir tarih okuması yapmayı hedefler.Keywords : Edirne, İslam, Bektaşilik, Hızır İlyas Kültü, Osmanlı Mimarlığı, Senkretizm