- Şarkiyat
- Volume:10 Issue:3
- İBNU’L-HÂCİB İLE MOLLA HALİL es-Sİ‘İRDÎ’NİN El-KÂFİYE ADLI ESERLERİNİN MUKAYESESİ...
İBNU’L-HÂCİB İLE MOLLA HALİL es-Sİ‘İRDÎ’NİN El-KÂFİYE ADLI ESERLERİNİN MUKAYESESİ
Authors : Ahmet Tekin
Pages : 887-902
Doi:10.26791/sarkiat.406208
View : 10 | Download : 19
Publication Date : 2018-08-31
Article Type : Research Paper
Abstract :İbnu’l-Hâcib’insert ignore into journalissuearticles values(ö. 646/1249);in nahiv ilmine dair el-Kâfiye adlı eseri, alanında çığır açan bir risale olarak kabul edilmiştir. Bu eser, yazıldığı dönemin medreselerinde okutulmuş ve günümüz medreselerinde de halen okutulmaktadır. İbnu’l-Hâcib, eserinde önceki dilcilerin yöntemlerini geliştirmiştir. Bununla birlikte özgün bir çalışma ortaya koymayı başaran İbnu’l-Hâcib, kendinden sonra telif edilecek nahiv eserleri için örnek bir çalışma bırakmıştır. Ayrıca İbnu’l-Hâcib, bu eserinde gramer öğretiminde bir değişikliğe gitmiştir. O da Zemahşerî’nin el-Mufassal’ında birleştirdiği sarf ve nahiv konularını daha önce İbn Cinnî ve Ebû Osman el-Mâzinî’nin yaptığı gibi yeniden birbirinden ayırıp her birini ayrı ayrı kitaplar halinde yazmasıdır. İbnu’l-Hâcib’in el-Kâfiyesi, kendinden sonraki dilcilerin dikkatini celp etmiştir. Nitekim bu eser için yüz elliden fazla şerh yazıldığı söylenmektedir. Osmanlı Şark ulemasından olan Molla Halil es-Siʻirdî insert ignore into journalissuearticles values(ö.1164/1750); de kendisinden yaklaşık beş asır önce yaşamış olan İbnu’l-Hâcib gibi Arap gramerine dair el-Kâfiye isminde bir eser kaleme almıştır. Molla Halil bu eserinde İbnu’l-Hâcib’in Kâfiyesini esas almıştır. Bu iki eserin konu sıralaması, başlık ve tanımlarda paralel hareket etme ve her iki esere de kendi müellifleri tarafından şerh yazılması gibi ortak noktaları bulunmaktadır. Bununla birlikte farklılaştıkları noktalar da vardır. Örneğin Molla Halil, el-Kâfiye’sinde Zemahşerî’nin el-Mufassal’ında izlediği metodu benimseyip onun gibi nahiv ve sarf konularını bir arada harmanlayarak vermiştir. Bunun dışında Molla Halil, İbnu’l-Hâcib gibi tanımlarını kısa tutmamış onları detaylandırmış ve efradını cem ve ağyarını men etmesi açısından tanımın tahlilini yapmıştır. Ayrıca o, her ne kadar İbnu’l-Hâcib’in Kâfiye’sini esas almışsa da onun tanımlarını açıklayıcı kayıtlarla detaylandırmak, gerekli görmediği ifadelerini kaldırmak ve muğlak gördüğü ifadelerini açıklamak gibi İbnu’l-Hâcib’in el-Kâfiye’sini ciddi bir restorasyondan geçirmiştir. Bu eserin diğer bir özelliği de gramer kurallarının daha kolay ezberlenmesi için hem nesir hem de şiir ile açıklanmış olmasıdır. İbnu’l-Hâcib’in el-Kâfiye’sinde ise sadece nesir söz konusudur. İbnu’l-Hâcib, örneklendirmelerinde önceki dilcilerin örnekleriyle yetinirken, Molla Halil, bunlara kendine özgü örnekler de ilave ederek örnekler açısından eserini daha zengin bir hüviyete kavuşturmuştur. Bu çalışmada, Arap nahvi ile ilgili olan İbnu’l-Hâcib`in el-Kâfiye`siyle Arap gramerini ele alan Molla Halil es-Si‘irdî’nin el-Kâfiye fî’n-Nahv ve’s-Sarf adlı eserlerin karşılaştırmaları yapılmıştır. Bunun dışında yazarların hayatı ve eserleri hakkında kısaca bilgi verilmiştir.Keywords : İbnul Hâcib, Molla Halil, el Kâfiye, Nahiv