Râbıtanın Tarihî Gelişimi, Tanımı ve Fıkhî Hükmü
Authors : Akif DURSUN
Pages : 83-129
Doi:10.46231/sufiyye.958793
View : 11 | Download : 61
Publication Date : 2021-06-29
Article Type : Research Paper
Abstract :Başkasıyla kurulan bağ anlamına gelen râbıta tarikat ehli tarafından mürşitle bağlantı kurmak mânasında kullanılmıştır. Râbıta Nakşibendîler ile özdeşleştirilmekte ve genel olarak onlar tarafından başlatıldığı kabul edilmekteyse de yaptığımız araştırma bunun tam olarak doğruyu aksettirmediğini göstermektedir. Nakşîbendiler haricinde de çok sayıda tarikatta bilinen ve uygulanan mürşit râbıtası ilk dönemlerde şeyhe muhabbet duymak ve onu örnek almak şeklinde başlamış, daha sonra şeyhin sûretini ve ondan feyz geldiğini düşünmeye evrilmiştir. İlk zamanlarda özel bir ders olarak verilmeyip sadece belli başlı müritlere tavsiye edilirken daha sonraki dönemlerde tasavvufî hayata yeni girenlere verilen bir ders haline dönüşmüş, pek çok tarikat ehli tarafından seyr u sülûkün en esaslı yollarından biri olarak kabul edilmiştir. Bu durum zamanla abartılmış, havâtırı def etmek gerekçesi ile namaz ve zikir esnasında da şeyhin düşünülmesini isteyenler çıkmıştır. Bu da bazı âlimlerin tepkisini çekmiş ve râbıta aleyhinde söz söylemelerine, reddiye mâhiyetinde risâleler yazmalarına neden olmuştur. Buna mukâbil râbıta aleyhine yapılan konuşmalar, yazılan eserler de râbıtayı savunmak amacıyla birçok eser telif edilmesine yol açmıştır. Özellikle son iki yüzyılda yapılan bu tartışmalar halen devam etmektedir. Genellikle tasavvuf ehli ile bunlara karşı olanlar arasındaki bu tartışma birbirini ithama varacak düzeydedir. Biz bu makalemizde râbıta konusunu İslâm fıkhı açısından incelemeye gayret edeceğiz. Bunu yaparken öncelikle tasavvuf kaynaklarından istifade ile râbıtanın tarihî gelişimi, tanımı ve çeşitlerini anlatacağız. Ardından râbıtayı savunanlarla karşı çıkanların delillerini ortaya koyarak değerlendirecek, sonunda da râbıtanın çeşitlerine göre hükmünü ortaya koymaya çalışacağız.Keywords : Fıkıh, Tasavvuf, Tarikat, Nakşîbendiyye, Râbıta, Şeyh, Şirk