Tasavvufi Düşüncenin Bağımlılığa Bakışı
Authors : Şeyda ÖZTÜRK
Pages : 498-522
Doi:10.30622/tarr.923326
View : 11 | Download : 8
Publication Date : 2021-06-25
Article Type : Research Paper
Abstract :Bilim dünyası son yüzyıla kadar bağımlılığa bir hastalık olmaktan çok ahlâki bir zaâf olarak yaklaşarak koruyucu ve tedavi edici eylemlerden ziyâde cezâi uygulamalar çerçevesinde konuyu ele almıştır. Bugün ise bilimsel çalışmalar bağımlılığın insan beyni ile davranışlarını olumsuz yönde etkileyen hastalıklar kategorisinde inceleneceğini göstermektedir. Son çeyrek yüzyılda ise alanın uzmanları bağımlılık deyince ilk akla gelen alkol ve madde kullanımı dışında sosyal medya, kumar ve sanal oyunlar, toplama, biriktirme, cinsel eğilimler, temizlik gibi pek çok alışkanlığı kişinin çalışma gücünü azaltan, çevre ile ilişkilerine zarar veren, beden ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri bulunan bağımlılıklar çerçevesinde incelemektedir. Genel olarak dinlere ve özelde İslam dînine eğildiğimizde alkol, kumar, şans oyunların açık naslarla haram kılındığı görülür. Söz konusu yasaklamaya konu olan eylemlerin kişi ve toplum üzerindeki zararlarını pek çok farklı alanda görmek mümkün se de hepsinde ortak olan özellik kişiyi içinden kurtulması güç bağımlılık döngüsüne mahkum etmesidir. Din tedrîcî bir yöntemle tebliğ süreci içinde bu yasakların içselleşmesini sağlamıştır. Bununla birlikte din, insanı bağımlılık döngüsüne düşüren unsurları bu söz konusu yasaklarla sınırlandırmamış, insanın kendisi için tezyin edilen kadın, erkek, evlat, altın ve gümüş biriktirme, besili atlar, hayvanlar ve ekinlere düşkünlüğüne dikkat çekmiştir. İnsan meyilleri, alışkanlıkları, düşkünlükleri arasında kulluk yolculuğunu gerçekleştirmeye çalışırken araçların amaç hâline gelmemesi konusunda uyarılmıştır. Tasavvuf, Kur’an ve sünnetin belirlediği sınırlar içinde ve emirlere itaatin, yasaklardan kaçınmanın asıl olduğu bir çizgide gelişimini sürdürmüştür. Bununla birlikte tasavvufun ilk döneminden itibaren sûfîlerin çekinme ve ihtiyatlarını sadece haramlara karşı göstermedikleri görülür. Onlar kalbi Hakk’tan uzaklaştıran her türlü meyil ve dünyevî arzuya karşı ihtiyatlı bir tutum içinde bulunmuşlar ve mâsivâ kapsamı içine dahil olan her türlü alışkanlık ve meyle karşı dikkat içinde olmuşlardır. Tasavvufta mâsivâ kavramı görünen ve görünmeyen tüm bağımlılıkları kapsayan ve sâlikin mânevî yolculuğunda terk etmesi gereken bir olgudur. Tasavvuf yolcusu bedenini ve kalbini selîm bir kalpten uzaklaştıran her türlü mâsivâ ile mücâdele halindedir. Onların Hakk’a vuslat yolunda mâsivâdan kurtulmak amacıyla yaptıkları riyâzet ve mücâhedeler aynı zamanda kimi alışkanlık ve meyillerin bağımlılık sürecine ulaşmadan fark edilmesine imkan tanımıştır. Sûfî metinleri incelendiğinde mutasavvıfların bağımlılıklar alanıyla ilgili iki görünür tutum sergiledikleri görülür: ilki mâsivâ kavramı çatısında bedeni ve kalbi esîr alan her türlü alışkanlık ve hevâya karşı mücâdeleleri, ikincisi bağımlılık hâlinde bulunan kişilere karşı öteleyici bakış açısından uzak yapıcı tutumları.Keywords : Tasavvuf, Nazar Mürşidin nazarı, , Bağımlılık, Riyazet, Şifa