- Turkish Academic Research Review
- Volume:9 Issue:1
- Mu’tezile’de Ölülere Dua Meselesi (Muꜥtezile ve Ehl-i Sünnet Kaynakları Çerçevesinde)
Mu’tezile’de Ölülere Dua Meselesi (Muꜥtezile ve Ehl-i Sünnet Kaynakları Çerçevesinde)
Authors : Ibrahim Bayram
Pages : 74-93
Doi:10.30622/tarr.1410585
View : 176 | Download : 91
Publication Date : 2024-03-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Kelâm ilminin çeşitli konularında birbirlerinden farklı görüşler beyan eden Muꜥtezile ile Ehl-i sünnet’in ayrıştıkları meselelerden birini de ölülere dua mevzuu yahut ölülere duanın fayda sağlayıp sağlamayacağı bahsi oluşturmaktadır. Burada ihtilaf, daha çok fasık olarak ölmüş kişiye duanın yapılıp yapılamayacağı hususu üzerinden şekillenmiştir. Kâfir olarak ölen kimseye dua edilemeyeceği hususunda iki mezhep fikir birliği etmişken, günahına tövbe etmeden ölen kişi hakkında farklı hükümler ortaya koymaları, onları ilgili mesele özelinde birbirinden ayrıştırmıştır. İlk dönem Ehl-i sünnet eserlerinin kimi örneklerinde ve muhtasar şekilde kaleme alınmış akaid risalelerinde daha çok kendi yaklaşımlarının izahı sadedinde ölüye duanın fayda sağlayacağının özel olarak beyanı ile yetinilirken, bunların kimi şerhlerinde ise aksi yöndeki fikir hususi olarak Muꜥtezile’ye izafe edilir olmuştur. Muꜥtezile’nin konu ile ilgili yaklaşımının ipuçlarını daha çok Kādî Abdülcebbâr’ın eserleri üzerinden tespit etmek mümkündür. Onun izahlarına bakıldığında meselenin genel planda ölülere ve yaşayanlara dua şeklinde ayrılmayıp bir kısım esaslar üzerinden ortaya konulduğu görülmektedir. Bu izahlardan anlaşıldığına göre uhrevî boyutta ölülere dua edilmeyeceği hususu kâfir dışında, tövbe etmeden ölmüş günahkâr için de geçerlidir. Her ikisi de övgüye değil, yergiye müstahak oldukları için onlara dua edilmez. Edilse dahi bundan fayda görmeleri mümkün değildir. Buna karşın ister tövbe etmek isterse başka surette gerçekleşmiş olsun günahkâr sıfatıyla ölmemiş kişiye ise dua etmek mümkündür. İlgili görüş, mezhebin diğer kimi konulara yaklaşımlarıyla da paralellik arz etmektedir. Bu görüşü onların şefaat, adalet ve el-menzile beyne’l-menzileteyn gibi fikir ve ilkeleriyle ilintili hale getirmek gayet mümkün hatta zorunlu gözükmektedir. Nasıl şefaat en azından kimi mensupları özelinde sadece mümine yapılır da fasık olarak ölen yani cehenneme gidecek kişiye yapılmazsa, dua da aynı şekilde uhrevî boyutta fasıka değil sadece mümine yapılır. Onların adalet anlayışı da herkesin sadece yaptığından sorumlu olması ve karşılığını almasını gerektirdiği için cehennemlik kişinin, başkasının duasıyla makamını değiştirmesi söz konusu olmamaktadır. Yine tövbe etmeden ölen fasık kimsenin el-menzile beyne’l-menzileteyn ilkesi gereği cehenneme gitmesi gerektiği için bu durumu bozacak bir hususa karşı çıkılmaktadır. Ehl-i sünnet kelâmcılarının içerisinde ölülere duanın fayda etmeyeceği görüşünü Muꜥtezile’ye nispet edenler, bu hususta genelde bir takyide gitmemişlerdir. Bu durumda ya Muꜥtezile’nin içerisinde söz konusu görüşü mutlak şekilde savunanlar bulunmakta yahut bu nisbede onların genel ilkeleri çerçevesinde günahkar kişiye duayı reddetmeleri kastedilmektedir. Kâfire dua zaten söz konusu olmadığı için o sadet dışı kalmaktadır. Burada Ehl-i sünnet’in ister tövbe etsin ister etmesin günahkârı mümin kabul ederken, Muꜥtezile’nin tövbe etmeden ölen günahkârı iman dairesinden tamamen çıkarması, anlaşıldığı kadarıyla ilkinin ikincisine aslında mümin olana duayı nefyettikleri görüşünün nispet edilmesine zemin hazırlamıştır. Bu konuda ilgili nisbeyi yapan Ehl-i sünnet ilim ehli, kimi zaman Muꜥtezile’nin bu hususta dayanakları olduğunu söyledikleri delillere de atıf yapmışlar, peşi sıra da bunlara cevap vermişlerdir. Teftâzânî sonrası yoğunlaştığı görülen bu nisbeler ve delil sunumu ile onlara verilen cevaplarda hem âyet hem hadis hem de konuyla bağlantılı bir kısım öteki görüşlerin izahından yararlanıldığı müşahede edilmektedir. İşte bu makalede önce genel bir tablo sunulacak, ardından sırasıyla ilkin Muꜥtezile kaynaklarından hareketle onların konuya nasıl baktığı ortaya konulacak, peşi sıra da Ehl-i Sünnet’in, konuyla ilgili onlara izafe ettikleri görüş ve delillerin sunumu ile cevaplarına yer verilecektir. İşin nihayetinde belki bütün unsurları ile mesele aydınlığa kavuşmayacak olsa da genel anlamda sisler dağılacaktır.Keywords : Kelâm, Muʽtezile, Dua, Ölüler, Ehl i Sünnet