- Türkiye Jeoloji Bülteni
- Volume:60 Issue:4 - Türkiye'de Kuvaterner Araştırmaları Özel Issue
- Dünya’da ve Türkiye’de Kuvaterner Jeolojisi Haritalarının Hazırlanması ve Karşılaşılan Sorunlar...
Dünya’da ve Türkiye’de Kuvaterner Jeolojisi Haritalarının Hazırlanması ve Karşılaşılan Sorunlar
Authors : Alper GÜRBÜZ, Nizamettin KAZANCI
Pages : 665-699
Doi:10.25288/tjb.370637
View : 10 | Download : 5
Publication Date : 2017-12-29
Article Type : Review Paper
Abstract :Ondokuzuncu yüzyılın ortalarına doğru yerbilimciler arasında, özellikle Kuzey Avrasya ve Kuzey Amerika’da oldukça geniş alanlar kaplayan ve çoğunlukla pekişmemiş halde gözlenen kırıntılı çökeller başlıca tartışma konusuna dönüşmüştür. ‘Kuvaterner’ teriminin bir zaman dilimi olarak ortaya atılması her ne kadar bu dönemlere rastlasa da, bu zaman dilimine ait birimler haritalarda çoğunlukla ‘dilüvyon-alüvyon’ ya da ‘eski/yeni alüvyon’ başlıkları altında gösterilmiştir. Kuvaterner yaşlı bu birimlerin kökenlerinin anlamlandırılmaları oldukça hararetli tartışmalar eşliğinde sürmüş, fakat önemlerini en baştan beri hissettirmişlerdir. Zaman içerisinde daha yaşlı jeolojik birimlerin haritalanmasında büyük aşamalar kaydedilmiş, ancak Neojen ve Kuvaterner birimlerinin uzun yıllar detaylandırılmadığı ve genelde birer yaş birimi olarak kabaca haritalanmış oldukları görülmektedir. Dünya genelinde yerleşim yerlerinin çok büyük bir kısmı, düzlük alanlara tekabül etmeleri ve su kaynaklarıyla etkileşimli olmaları gibi taşıdıkları coğrafi cazibelerden ötürü, Kuvaterner yaşlı çökellerce kaplanmış olan ova alanlarda konumlanmaktadır. Hızla artan insan nüfusu ve buna koşut gelişen şehirleşmeler neticesinde, bu devre ait birimlerin ‘alüvyon’ nitelemesinin ötesinde detaylı olarak haritalanmalarına duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren, özellikle Kuvaterner birimlerinin Avrupa ölçeğinde haritalanmasına dönük girişimler olmuş, ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan ötürü bu girişimler askıya alınmıştır. Kuvaterner birimlerinin haritalamalarında, ilk başlarda yalnızca jeomorfolojik ve litolojik özellikler dikkate alınarak işlenmiş olsalarda günümüzde birçok ülke esas itibariyle bu özelliklerinin ön planına birimlerin yaşları ve depolanma ortamlarını almışlardır. Bu ölçütün yanı sıra bazı ülkelerde; tane boyu, tane ve mineral bileşeni, eski kıyı ve buzul izleri, hatta mühendislik özellikleri de Kuvaterner haritalarında dikkate alınan diğer parametrelerdir. Ülkemizde, özellikle 1999 depremlerinin ardından yerleşim yerlerinin üzerinde hızla geliştiği Kuvaterner birimlerinin haritalanması en başta mühendislik amaçlı olarak ihtiyaç haline dönüşmüştür. Aynı zamanda iklim ve aktif tektonik gibi konularda taşıdıkları büyük bilimsel değerleri açısından da önem taşımaları bu birimlerin haritalanmalarına olan ihtiyacı arttırmaktadır. Bu çalışmada, Kuvaterner Jeolojisi haritalarının hazırlanmasında izlenen yaklaşımlar ve karşılaşılan başlıca sorunlara dair mevcut durum değerlendirmesi, dünyanın çeşitli bölgelerinden ve ülkemizden örnekler temelinde yapılmıştır.Keywords : Çökelme ortamları, jeoloji, jeomorfoloji, Kuvaterner haritası, Pliyosen sorunu