EVLİLİK YAŞI VE İÇERDİĞİ SORUNLAR
Authors : Selim ÖZARSLAN
Pages : 249-259
View : 20 | Download : 10
Publication Date : 2020-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Evlilik, iki karşı cinsin yani erkek ve kadının birlikteliği yani cinsel doyumun sağlanması, dayanışması ve daha da önemlisi neslin sürekliliğini sağlayan sözleşmeye dayalı ilişki biçimidir. Bütün kültürlerde evliliğin taşıdığı önem ve kutsallık aşağı yukarı eşit düzeydedir. Toplumun temel taşını oluşturan aile her toplum için vazgeçilmez bir olgudur. Aile de kadın ve erkeğin resmi bir akitle bir araya gelmesiyle oluşan toplumun temel kurumudur. Aile bu birliktelikten doğan çocuklarla daha da sağlamlaşır ve gürleşir. Diğer bir deyişle aile, evlilik ve kan bağına dayanan anne, baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal gruptur. Toplum ailelerden oluşur. Sevgi, saygı, gelenek ve görenek gibi değerler öncelikle aile ortamında kazanılır. Aile kurumunun en önemli niteliği, sevgi odaklı bir ilişkiler dünyası olmasıdır. Bu yönüyle aile, bireyleri sevgi ve şefkatle toplumsal hayata hazırlayan bir okuldur. Aile kurumunun sağlıklı olabilmesi için erkek ve kadının ruhsal ve bedensel yönden gelişmesini tamamlamış ve olgunluk çağına ulaşmış olması gerekir. Bunun yanında evlilik yaşı hususunda farklı uygulamalar bulunmaktadır. Evlilik yaşı yalnızca ülkeler arasında değil, aynı ülkenin farklı bölgelerinde de farklılıklar gösterebilmektedir. Genelde Türk toplumunda evlilik yaşı gelenek, görenek ve inançlarına göre şekillenmiştir. Türk Toplumunda bundan çok değil, 30-40 yıl öncesine kadar kız çocukları 15 ila 18 yaş arasında, erkek çocukları da 15- ila 20 yaş arasında evlendirilirken bugün evlilik yaşı 30’un üzerine çıkmış bulunmaktadır. Bu yaşı en geç yirmili yaşların başlarına çekmek birey ve toplum sağlığı açısından gereklidir. Tabii ki erken ya da ileri yaşlarda evliliğin kültürel, sosyal, ekonomik açılardan birçok sebebi bulunmaktadır.Keywords : Erken Evlilik, Namus algısı, Kırsal kesim, gelenek, nesil