YAŞLANAN KADINIMIZ BAĞIMSIZLIĞINA NASIL KAVUŞUR?
Authors : İsmail TUFAN
Pages : 11-37
View : 13 | Download : 5
Publication Date : 2002-10-15
Article Type : Review Paper
Abstract :Yaşlanmanın bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal değişimleri kapsayan farklı boyutlar bulunmaktadır. Bu yüzden yaşlanmanın biyolojik, sosyal, ekonomik, ekolojik ve biyografik bir yazgı olduğu kabul edilir. Uzun ömürlü insanların, diğerlerinden da ha başarılı yaşlandıkları düşünülür ve bütün toplumlarda kadınlar erkeklerden daha fazla yaşar. Oysa başarı ve yaşlanma kavramları bir biriyle bağdaşmayan iki tezat kavramdır. Eğer uzun ömürlülük başarının bir göstergesi olsaydı, günümüz kadınının erkeklerden daha başarılı bir yaşlanma süreci geçirdiğini tespit eder, karşımızda daha mutlu bir yaşlı kadın kitlesi bulurduk. Ama durum bunun tam tersine işaret etmektedir. Kadınların sosyo-ekonomik durumları onların yaşam kalitelerini belirleyen en önemli faktördür ve kadınların yoksullukla tanışması gençlik yıllarından itibaren başlar. Aşırı fakirlik riski kadına ömür boyu refakat eder. Okulu bitirdikten sonra meslek eğitimi yapmak isteyen genç bayanların, genç erkeklerden çok daha zor şartlar altında meslek eğitimi için bir yer bulabildikleri göze çarpmaktadır. Örneğin Almanya’da meslek eğitimi için başvuru yapanların üçte ikisini kadınlar meydana getirmektedir. Bu yüzden 30 yaşın altında olup, fakirlik yardımı alanların çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Sefalet içindeki kadınların erkeğe olan bağımlılıklarım organize edeceğimize, kadının özgürlüğünü elinden insert ignore into journalissuearticles values(ç);alan bu sefaleti nasıl önleyebiliriz, asıl bunun cevabını aramamız getirmektedir. Yaşlanmanın bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal değişimleri kapsayan farklı boyutlar bulunmaktadır. Bu yüzden yaşlanmanın biyolojik, sosyal, ekonomik, ekolojik ve biyografik bir yazgı olduğu kabul edilir. Uzun ömürlü insanların, diğerlerinden da ha başarılı yaşlandıkları düşünülür ve bütün toplumlarda kadınlar erkeklerden daha fazla yaşar. Oysa başarı ve yaşlanma kavramları bir biriyle bağdaşmayan iki tezat kavramdır. Eğer uzun ömürlülük başarının bir göstergesi olsaydı, günümüz kadınının erkeklerden daha başarılı bir yaşlanma süreci geçirdiğini tespit eder, karşımızda daha mutlu bir yaşlı kadın kitlesi bulurduk. Ama durum bunun tam tersine işaret etmektedir. Kadınların sosyo-ekonomik durumları onların yaşam kalitelerini belirleyen en önemli faktördür ve kadınların yoksullukla tanışması gençlik yıllarından itibaren başlar. Aşırı fakirlik riski kadına ömür boyu refakat eder. Okulu bitirdikten sonra meslek eğitimi yapmak isteyen genç bayanların, genç erkeklerden çok daha zor şartlar altında meslek eğitimi için bir yer bulabildikleri göze çarpmaktadır. Örneğin Almanya’da meslek eğitimi için başvuru yapanların üçte ikisini kadınlar meydana getirmektedir. Bu yüzden 30 yaşın altında olup, fakirlik yardımı alanların çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır. Sefalet içindeki kadınların erkeğe olan bağımlılıklarım organize edeceğimize, kadının özgürlüğünü elinden insert ignore into journalissuearticles values(ç);alan bu sefaleti nasıl önleyebiliriz, asıl bunun cevabını aramamız getirmektedir.Keywords : kadın ve yaşlanma, sosyolojik, biyolojik, ekonomik, ekolojik ve biyografik yaşlanma