Celâleddin es-Süyûtî’nin İctihad Anlayışı
Authors : İsmail NARİN
Pages : 85-108
View : 13 | Download : 9
Publication Date : 2018-12-01
Article Type : Research Paper
Abstract :Bu makalede Celâledddin es-Süyûtî insert ignore into journalissuearticles values(ö. 911/1505);’nin, ictihadın hükmü, lüzumu, mertebeleri ve ictihad ehliyetinin şartlarına dair görüşleri ele alınmaktadır. İctihadın dinî bir yükümlülük olduğunu belirten Süyûtî’ye göre, farz-ı kifâye olan bu ilmî faaliyetin, her asırda bir kısım müslümanlar tarafından yerine getirilmesi ve şer’î ahkâmı açıklamaya ehliyetli bir müctehidin bulunması zaruridir. İctihad kapısının kapanmış olduğu düşüncesini isabetli bulmayan Süyûtî, böyle bir iddianın sorunlu olduğunu belirtirken, bunun en başta şer’î açıdan geçersiz olduğuna dikkat çeker. Ona göre, ictihad kapısının kapandığı iddiasında ısrar etmek, şeriatın ömrünü tamamladığını zımnen kabullenmektir. Süyûtî, kendi dönemine kadar her asırda pek çok âlimin ictihad faaliyetinde bulunduğu olgusu da dikkate alındığında bu iddianın geçerliliğini yitirmiş olduğunu belirtir. Buna ek olarak Süyûtî, “hulüvvü’l-asr” yani herhangi bir asrın müctehidsiz kalma ihtimalini de geçerli kabul etmez. Her asırda en az bir müctehidin bulunmasının zorunluluğu konusunda Süyûtî’nin dikkat çeken tezlerinden biri de, kendisinin ictihad etmek için gerekli bütün şartları taşıdığını ve “mutlak müctehid” olduğunu vurgulamış olmasıdır. Fakat mutlak müctehid kavramı Süyûtî’nin kullanımında farklı anlama sahip olduğu için yanlış anlaşılmış ve çağdaşları tarafından şiddetli bir eleştiriye maruz kalmıştır. Bu çalışmada Süyûtî’nin fıkıh ilmindeki yerine değinildikten sonra, başta er-Red ‘alâ Men Ahlede ile’l-Ard olmak üzere ictihad konulu risâleleri temel alınarak, ictihad konusuna nasıl yaklaştığı tesbit edilmeye çalışılmıştır.Keywords : Fıkıh, Süyûtî, İctihad, Taklit