- BELLEK Uluslararası Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi
- Volume:3 Issue:1
- TÜRKİSTANLI HOCA AHMED YESEVÎ’NİN TÜRK DÜNYASI’NDAKİ YERİ VE ÖNEMİ
TÜRKİSTANLI HOCA AHMED YESEVÎ’NİN TÜRK DÜNYASI’NDAKİ YERİ VE ÖNEMİ
Authors : Ergün Öz AKÇORA
Pages : 1-17
Doi:10.52735/bellek.952455
View : 17 | Download : 8
Publication Date : 2021-06-30
Article Type : Review Paper
Abstract :Yesevî düşüncesinin özü kendini, kültürünü, dilini, tarihini ve dinini tanımaktır. Şüphesiz Yesevi’nin yaşadığı çağda Orta Asya Türk toplulukları göçebe ve yerleşik, dağınık Türk topluluklarının hepsi İslamiyet'e girememişlerdir. İslamiyet’e girenlerinde, henüz bu yeni dinin esaslarını tam özümsemeleri mümkün olmamıştır.. Bu çalışmamız ile “Hoca Ahmed Yesevî’nin tarikatı olan “Yesevîlik (Yesevîyye) yolu”, tarihî kaynaklardan bir bütün halinde istifade edilerek çağdaş dünyanın insanları için pratikleri ve erişilebilirliği ile anlaşılabilir bir hale getirilmeye çalışılacaktır Yine bu çalışmamızda “Tasavvufun” oynadığı rol, kilit sayılabilecek bir konumda olduğu görülecek ve tasavvufu, Türk tarzı Müslümanlığın ayrılmaz bir parçası olduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır. Hoca Ahmed Yesevî, Türkistan’dan Kafkaslara ve Balkanlara şekil vermişlerdir. Hoca Ahmed Yesevî ve takipçilerinin "İslam’ı Tebliğ" metodu, bütünleştirici, teşvik edici bir metot olmuştur. İslamiyet, Allah’a imanı, Allah'a yöneliş ve her şeyin Allah anlayışında odaklaşması prensibinde görür. Allaha aşkla bağlılık İnsan sevgisini, İnsana hizmeti İslamiyet’in emri olduğunu ve insanın huzur ve mutluluğunu İslam’ın amacı olarak bilir. Bu fikirlere daha pek çok fikirler ilave etmek mümkündür. Nitekim öğrencileri O'nun “hikmetlerini” köylere, şehirlere, mezralara, kışlak ve yaylaklara taşıdılar. Bu şiirler, deyişler, öğütler, hikmetli sözler olarak, özdeyişler halinde Türk Ordularının gittiği her yere ulaştılar Hoca Ahmed Yesevî, bütün deyişlerini tebliğ ve nasihatlarını “Hikmet” adı altında söylemiştir Hoca Ahmed Yesevî’nin hikmetlerinde; ahlak kitaplarında Türklüğümüzde ve Müslümanlığımızda nelere borçlu olduğumuz anlatılmıştır. Bu borçların arasında; dilimizin gelişmesini, zenginleşmesini Dinimizin yanlış görüşlerden arındırılmış, doğru yorumunu, "Milli Kültürümüzün inançlarımıza sımsıkı bağlı oluşumunu göstermek mümkün olmuştur Türk Milletinin İslamiyet’i anlama ve algılama noktasında “Yesevîlik” iyi bir eğitim görmüş; bölgenin ilim merkezi Buhara Medresesi'nde din ilimlerini ve zamanın diğer bilgileri tahsil edilmiştir. Devrin büyük bilgini “Yusuf Hemedani’den” “tasavvuf" dersleri alınmıştır. Karahanlı Hükümdarı “Saltuk Buğra Kara Han’ın” 950 yılında İslâmiyet'i resmî devlet dini olarak kabul etmesi, Türk Dünyasının önemli bir dönüm noktası olmuştur. Neticede Hoca Ahmed Yesevî’nin ölümünden sonra da Türkçe şiir söyleme geleneği O'nun hikmetlerinden ergin kişilerce devam ettirildi. İslâmiyet'i benimseyen Türk'ler, Türk -İslâm sentezine dayanan yeni bir kültüre sahibi oldular. Hacı Bektaş Veli'ler, Yunus Emre'ler, Hacı Bayram'lar, O'nun erginlik ermişlikte de; şiir / deyiş ve tebliğde de takipçileri oldular.Keywords : Divan ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî, Yesevîlik, Yesevîyye, Türk İslam, Türk Dünyası