- BELLEK Uluslararası Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi
- Volume:3 Issue:2
- TOPLUMLARIN YÖNETİLMESİNDE SİSTEM SORUNU OLARAK DARBELER
TOPLUMLARIN YÖNETİLMESİNDE SİSTEM SORUNU OLARAK DARBELER
Authors : Abdullah KARA, Veysel KARKIN
Pages : 213-225
Doi:10.52735/bellek.1021593
View : 14 | Download : 16
Publication Date : 2021-12-31
Article Type : Research Paper
Abstract :Darbeler devrimlerden farklı olarak içinde şiddet barındıran köklü değişikliklerin hedeflenmediği mevcut düzende meydana gelen çatlakların giderilmesi için ortaya çıkan eylemler olmuştur. Darbelerin sosyal, siyasi ve iktisadi olmak üzere birçok sebebi olabilir. Darbelerin gerçekleştiği ülkeler genel itibariyle az gelişmiş ya da sistemsel sorunları olan yani mevcut düzeninin temellerinin sağlam atılmadığı ülkeler olmuştur. Orta Çağ boyunca hâkim olan krallık ya da monarşi yönetimleri zamanla toplumlara hitap etmeyen kurumlar haline gelmişlerdir. Yakın ve Yeni Çağ itibariyle değişmeye başlayan yönetim şekilleri birçok devletin dağılmasına neden olmuş yeni sitemleri ise genel olarak ulusal kimlikle ve halkın doğrudan yönetime dâhil edildiği parlamenter sistemler oluşturmuştur. Avrupa’nın yaklaşık yüz yıl önce geçmeye başladığı sistemlere Doğu dünyası ayak uyduramamış sistem değişikliklerinde geç kalınmıştır. Bu durum da Avrupa’nın Orta ve Yakın Çağlar boyunca yaşadığı bunalımların Doğu dünyasına taşınmasına neden olmuştur. Günümüzde dahi birçok Ortadoğu ülkesi benzer yönetim anlayışlarından kaynaklı bunalımlar yaşamaktadır. Yakın geçmişinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yaşadığı siyasi ve askeri darbelerin yanı sıra birçok Arap ülkesinde de benzer durumlar yaşanmıştır. Hala etkisini sürdüren Arap Baharı da bu duruma genel bir örnek teşkil etmektedir. 1920’li yılların başında Türkiye Cumhuriyeti kurulurken demokratik ve ulusal yönetimin ilk gereği olan partilerin kurulup halkı bu oluşumların temsil etmesi hedeflenmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurulan sistemin askeri vesayetten uzak tutulması için elinden geleni yapmış sivil-asker dengesini korumuştur. Cumhurbaşkanlığı döneminde birçok silah arkadaşı ile ters düşmüş, ömrü boyunca gerçek bir muhalefet partisi oluşumunu desteklemiştir. Gerek toplumun buna hazır olmaması gerekse Osmanlı Devleti’nden kalan askeri geleneğin etkisinin kırılmasının zaman alması tam anlamıyla demokratik bir düzene geçilmesinin önünü kesmiştir. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk döneminden sonra da benzer bunalımlar yaşanmıştır. 1950’li yıllar Türkiye’de çok partili hayata geçilen dönemin başlangıcını oluştururken askerin de mevcut düzen adına gözlerin iktidar partisine çevrildiği ya da mevcut iktidarı baskılamaya başladığı dönemin temellerini atmıştır. İktidarda bulunan hükümet partilerinin sınırsız güce kavuştuğu, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı hareket edildiği düşünceleri ve yönetimde bulunan partinin mevcut düşüncenin dışında hareket ettiği algısının oluşması askeri müdahaleleri beraberinde getirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşen darbeleri sadece iç sebepleri ile açıklamak yanlış olduğu gibi toplumun buna hazır olup olmadığının da göz ardı edilmesi yanlış olacaktır. Bu durum Doğu toplumlarına sistem değişikliklerinin geç gelmesi ile açıklanabilir. Her toplumun zaman içerisinde yaşadığı dönüşüm evresi Doğu toplumlarına yirminci yüzyıl itibariyle yansımaya başlamış bu değişimin ilk meşalesini Türk halkı yakmıştır. Toplumun hazırbulunuşluk düzeyinin gelişmesi bir diğer ifade ile toplumun bütün kesimlerinin ülke yönetiminde temsil edilebilmesi demokratik yönetim anlayışı ve geleneğinin geliştiğini gösterecektir.Keywords : Anahtar Kelimeler Darbe, Sistem, Demokrasi, Toplum, Cumhuriyet, Anahtar Kelimeler Darbe, Sistem, Demokrasi, Toplum, Cumhuriyet