- Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi
- Volume:9 Issue:1
- AZİZ MAHMUD HÜDÂYÎ’NİN “KİMSELER HÜSNÜNİ VASF EYLEYEMEZ” MISRAIYLA BAŞLAYAN İLAHİSİNE ABDÜLHAY CELVE...
AZİZ MAHMUD HÜDÂYÎ’NİN “KİMSELER HÜSNÜNİ VASF EYLEYEMEZ” MISRAIYLA BAŞLAYAN İLAHİSİNE ABDÜLHAY CELVETÎ’NİN ŞERHİ
Authors : İlknur Sisnelioğlu Özer
Pages : 473-500
Doi:10.32321/cutad.1449085
View : 44 | Download : 178
Publication Date : 2024-06-25
Article Type : Research Paper
Abstract :Sözlüklerde “açma, ayırma, yarma” anlamlarına gelen “şerh”, bir konuda sözlü veya yazılı olarak yapılan açıklamaları karşılamaktadır. Muhtasar metinlerde bulunan kapalı ifadeleri açmak, çeşitli yönleriyle ele alarak bu ifadelerin maksudunu ortaya koymak, örneklerle çoğaltarak derin manalarını açığa çıkarabilmek maksadıyla kaleme alınan bir telif türü olarak literatürde yer almaktadır. Osmanlı coğrafyasında Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsça eserler de kaleme alındığından bu dönemde yazılmış şerhlerin genel itibarıyla tercüme özelliğine sahip olduğu görülmektedir. Bu tür eserler, şerh geleneğinde geniş bir alana sahiptir ancak Türkçe eserlere yazılmış olan şerhler de literatürde önemli bir yer tutar. Makalede bu tür şerhlerden bir eser ele alınmıştır. Metin, Türkçe manzum tasavvufî bir esere yazılmış mensur bir şerh örneğidir. 17. yüzyılın büyük Türk mutasavvıf şairlerinden olan Aziz Mahmud Hüdâyî, Celvetiyye tarikatının kurucusudur. Çok sayıda Türkçe ve Arapça eseri bulunmakla birlikte birçoğuna tercüme, şerh ve haşiyeler yazılmıştır. İlahi formunda yazdığı şiirleri ise yüzyıllar boyu bestelenerek tekkelerde icra edilmiştir. Bu çalışmada Aziz Mahmud Hüdâyî’nin halifelerinden, Saçlı İbrahim Efendi’nin oğlu Abdülhay Celvetî’nin, şeyhine ait “Kimseler hüsnüni vasf eyleyemez” mısraı ile başlayan ilahisine yazmış olduğu mensur şerh ele alınmıştır. Abdülhay Celvetî’nin makaleye konu olan şerhi dışında kaynaklarda Fetih Sûresi Tefsiri, Kur’ân-ı Kerîm’den bazı sûrelerin tefsiri, Kaside-i Bürde Tercümesi, Aziz Mahmud Hüdâyî’nin bir ilahisine şerhi ile Hacı Bayram Veli’nin bir şiirine şerhi yer almaktadır. Bir dîvânçesi olduğu da zikredilmekle birlikte henüz bu esere ulaşılamamıştır. Dîvânçe ve Hz. Hüdâyî’nin gazeline yazmış olduğu şerh dışında sözü edilen eserlerin tamamı üzerinde çalışmalar yapılmış ve yayınlanmıştır. Abdülhay Celvetî, eserinde Aziz Mahmud Hüdâyî’ye ait olan ilahiyi, sanatsal boyutu ile değil muhteva yönüyle ele almıştır. Gelenek üzere kısa bir besmele, hamdele ve salvele ile başladıktan sonra sebeb-i teşrihe geçilmiş olduğu görülmektedir. Mukaddimenin ardından şerhe başlanmıştır. Şerhte kaynak metnin edebî/sanatsal yönünden ziyade tasavvufî derinliği üzerine yoğunlaşılmış; vezin, kafiye gibi yapısal özelliklerinden bahsedilmemiştir. Evvelâ kaynak metnin tamamı yazılmış, ardından her bir mısra’ı teker teker açıklanmıştır. Şârih bazen de mısraları çeşitli söz öbeklerine, kelimelere hatta bazen harflere bölerek izah etmiş; böylece parçadan bütüne doğru giden bir şerh yöntemi tercih etmiştir. Şiiri şerh ederken âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerin yanında sıklıkla Hüdâyî’nin başka şiirlerinden de iktibaslara başvurularak delillerle anlatımın zenginleştirilmiş olduğu görülmektedir. Ayrıca şârih Abdullah Herevî, İbnü’l-Fârız, Ebû Hanife, Ali b. Osman el-Ûşî, Seyyid Nesîmî, Nâbî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’den de iktibaslar yapmıştır. Makalede öncelikle kısaca Türk edebiyatında şerh geleneği hakkında; ardından Abdülhay Celvetî, şeyhi ve anne tarafından dedesi Aziz Mahmud Hüdâyî hakkında bilgi verilmiş ve eserin tanıtımı ile transkripsiyonlu metni sunulmuştur. Eserin ulaşılabilen tek nüshası Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde 37177 numarada kayıtlıdır. Toplam on varaktan oluşan eserde Aziz Mahmud Hüdâyî’nin mezkûr ilahisi tasavvufi olarak şerh edilmiştir. Kaynaklarda Abdülhay Efendi’nin, Hüdâyî’ye ait başka bir ilahiyi şerh ettiği belirtilmekte ve bu esere ulaşılamamış olduğu zikredilmektedir. Makaleye konu olan şerh metni, Hz. Hüdâyî’ye ait belirtilenden farklı bir ilahinin şerhi olması bakımından şerh literatüründe bir boşluğu dolduracak niteliktedir. Ayrıca bu durum bize Abdülhay Celvetî’nin, Aziz Mahmud Hüdâyî’nin iki ilahisini şerh etmiş olabileceğini düşündürmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde Abdülhay Celvetî’nin eserlerinin ve şerh metodunun genel çerçevesinin çizilebilmesi bakımından da çalışmanın kaynaklara katkı sağlaması öngörülmektedir. Her ne kadar yazmada yıpranmadan kaynaklı yer yer eksiklikler bulunsa da metin muhtevası açısından dikkate değerdir.Keywords : Abdülhay Celvetî, Celvetiyye, Hüdâyî, Şerh, Gazel, İlahi