- Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
- Volume:23 Issue:38
- Çocuk Düşürtme Suçunun 17'nci Yüzyıl İstanbul'undaki Görünümü
Çocuk Düşürtme Suçunun 17'nci Yüzyıl İstanbul'undaki Görünümü
Authors : Ahmet KILINÇ
Pages : 31-84
View : 14 | Download : 8
Publication Date : 2018-05-11
Article Type : Research Paper
Abstract :Çocuk düşürtme suçu, İslam-Osmanlı Ceza Hukukunda cinayet suçlarının (kısas ve diyet suçlarının) üçüncü türü olarak kabul edilmektedir. Şahısların hayatına ve vücut bütünlüğüne karşı işlenebilen kısas ve diyet suçlarının cezaları asli kaynaklarda belirlenmiştir. Anılan kategoride yer alan suçların en önemli özelliği, mağdur ya da mirasçıların suçluyu af yetkisine sahip olmasıdır. Çocuk düşürtme suçu, gebe bir kadının müessir fiil sonucu karnındaki çocuğu düşürmesi olarak tanımlanmaktadır. Şer‘iye sicillerinde bu durum “ ilkā-i cenin ” olarak belirtilmektedir. İslam Osmanlı hukukçularının tamamı bu suça verilecek cezanın gurre olarak tanımlanan 500 dirhem gümüş değerindeki para cezası olduğu hususunda hemfikirdirler. Öte yandan 17’nci yüzyıl Osmanlı Devletinin duraklama devri olarak medreselerin bozulduğu, nitelikli kamu görevlilerinin yetişmediği dönem olarak ileri sürülmektedir. Çalışmada teorik olarak aktarılan bu bilgilerin 17’nci yüzyıl İstanbul’una yansıyıp yansımadığı yansıyor ise nasıl yansıdığı üzerinde durulmuştur. Konuyla ilgili literatür taramasının ardından anılan yüzyılda İstanbul’daki Kadı Sicillerinde yer almış olan ve bize önemli ipuçları veren Şer‘iye sicili hükümleri tahlil edilmiştir. Çalışma, Osmanlı Devleti’nin duraklama dönemini içine alan 17’nci yüzyılda çocuk düşürtme fiilleri sadece İstanbul şehri özelinde irdelemiştir. Yapılan araştırmalar neticesinde varılan sonuçlar şu şekilde özetlenebilir: Kadı sicillerine çocuk düşürtme vakalarının yansıması çok fazla değildir. Bu durum bu suç tipinin uyuşmazlıkların kadı huzuruna gitmeden sulh ile çözülmüş olma ihtimalinden kaynaklanmaktadır. Ceninin müstebîn’ûl-hılka olmasına atıfta bulunulması, resmi mezhep anlayışının pratiğe yansıdığını göstermektedir. Anılan suça ilişkin ihtilaflar, teorinin de ifade ettiği üzere afla çözülebilmiştir. Ancak vakalar bize sulh ile de uyuşmazlığın çözüldüğünü göstermektedir. Gerek zimmî gerek askeri kesim bu suç tipinde hem davacı hem davalı olabilmiştir. Babaların da davaya asaleten katılmada cesaretli oldukları görülmektedir. Suçun işlenmesinden çok kısa bir süre sonra bu tür davanın açılması önemli bir tespittir. Uyuşmazlıkların muslihûn vasıtasıyla da çözülebildiği olmuştur. Vakaların ayrıntılı izah edilmiş olması önem arz eden diğer sonuçtur. Kadıların teorik olarak iyi bir eğitim aldıklarını, verdikleri kararlar ve uyguladıkları usulden anlayabilmekteyiz.Keywords : Osmanlı, hamile kadın, müessir fiil, cenin, sulh, ferağ, ceza, diyet, duraklama dönemi, gurre, İstanbul, kadı sicilleri