- Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
- Volume:14 Issue:27
- OTORİTE MEŞRUİYET İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE’DE CUMHURİYET DÖNEMİ
OTORİTE MEŞRUİYET İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE’DE CUMHURİYET DÖNEMİ
Authors : Hidayet Değer
Pages : 491-510
Doi:10.53092/duiibfd.1399367
View : 20 | Download : 33
Publication Date : 2024-05-31
Article Type : Research Paper
Abstract :Siyasal iktidarın meşruiyetini nereden aldığı sorusu bir anlamda bizi otoritenin ne olduğu sorusu ile karşı karşıya getirmektedir. Modern öncesi dönemde çoğunlukla din gibi aşkın öğelere dayandırılan siyasal meşruiyet, modern dönemde yerini halk-ulusa bırakmıştır. Machiavelli ile başlatılan devletin aşkın normatif dayanaklarının yerini içkin olana bırakması, hümanizmin insan merkezliliği, aydınlanmanın aklı ve bilimi dolayısıyla daha somut ve dünyevi olanı merkeze koyması elbette meşruiyet ve otorite değişiminin temel parametreleri olarak sunulabilir. Nitekim devrimler ve akabinde ulus devletler bu değişimin tecessüm etmiş hali olarak görülebilir. Bununla birlikte meşruiyetin de yönetilenlere dayandırılması, kıymeti kendinden menkul bir otorite anlayışına tekabül etmektedir. Bu durum, modern devlette otorite boşluğu tartışmasının temel tezini oluşturmaktadır. Demokrasinin temsili olması, yöneten yönetilen ayrımının devam ediyor olması gibi demokrasi bağlamında tezler ile otoritenin ve devletin bizatihi kendisini sorunsallaştıran Marksist tezler meşruiyet krizini anımsatmaktadır. Ancak burada sözü edilen kriz, meşruiyet ve otoritenin aynı şeyde-yerde toplanmasını sorunsallaştırmaktadır. Bu bağlamda, çalışma Arendt’in meşruiyet ve otoritenin vatandaşta-ulusta birleşmesi krizi ve krizi aşmak için ulus devletlerin aşkın olandan vazgeçemediği tezine dayanmaktadır. Makalede Türkiye’de Meclisin kurulmasıyla yeni devletin meşruiyetinin akıbeti ve otoritenin tesisi incelenecektir.Keywords : Meşruiyet, Otorite, Aşkınlık, Meşruiyet Krizi, Otorite Boşluğu